Çalışma dünyasında kıdem tazminatı düzenlemesi, ilk kez 1938 yılında Türk Hukuk Sisteminde yerini almış bulunmaktadır. Özü itibariyle işçinin yeni bir iş buluncaya kadar geçecek sürede temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere ödenen nakdi yardımdır. Bir bakıma sosyal adalet açısından toplumsal bir farkındalıktır. Kıdem tazminatı bir tazminat olup çalışanın kaybolan yılları ve sadakati için ödenir.

Günümüzde çalışanın kıdem tazminatına hak kazanabilmesinin öncelikli şartı iş sözleşmesin en az 1 tam yıl sürmesi gerekir. 1475 Sayılı İş Kanunu 14 maddesi uyarınca ‘her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük brüt ücreti tutarında kıdem tazminatı’ ödenir. Ayrıca; bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır. İşçinin en az bir yıllık çalışması; aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerinde geçmiş olmalıdır. Farklı işverenler nezdinde geçen sürelerin kıdem tazminatı noktasında birleştirilebilmesi için işyeri devri, iş sözleşmesinin devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi ve birlikte istihdamile mümkündür.

Son dönemlerde gerek yazılı gerek sosyal medyadapaylaşılan bilgilerle çalışan bakımından iş akdi fesih edilen veya istifa eden bir işçi, kıdem tazminatına doğrudan hak edeceği yönünde bir takım yanıltıcı bilgiler dolaşmaktadır. Öncelikle 4857 Sayılı İş Kanununa tabi çalışanın hangi şartlarda kıdem tazminatına hak kazanılacağı 1475 Sayılı kanunda açıkça belirtilmiştir. Kıdem tazminatına hak kazanabilmek için iş sözleşmesinin;

İşveren tarafından‘ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller’dışında sebeplerle feshedilmesi,İşçi tarafındanhaklı nedenle feshedilmesi,İşçinin muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle feshedilmesi,İşçinin ölümü,Emeklilik veya malullük yahut toptan ödeme almak amacıyla feshedilmesi,Kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi isteğiyle ayrılması,Yaş dışında, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını dolduran işçinin kendi isteğiyle işten ayrılması hallerinde kıdem tazminatına hak kazanacaktır.

Kıdem tazminatına hak kazanan bir çalışana, son aldığı brüt maaş üzerinden kıdemi ile orantılı olarak ödeme yapılır. Kıdem tazminatının hesaplaması yapılırken tavan hesaplaması olarak bir sınırlama vardır. Bu sınırlama 2020 yılı için ikinci altı ayı için 7 bin 117 TL’dir. Aylık maaşı bu tutar üzerinde olan çalışanlar, tavana takılarak bu tutarca kıdem tazminatı alacaktır. Söz konusu tavan tutarı her yılın ocak ve temmuz aylarında yeniden düzenlenmektedir. Kıdem tazminatı, tazminat olarak düzenlendiğinden bir gelir olarak nitelendirilmeyip sadece damga vergisi kesilmektedir.

Son söz: Kıdem tazminatı işçinin bir yılda ki 13. maaşıdır. İsmi ister kıdem tazminatı fonu olsun ister tamamlayıcı emeklilik olsun önemli olan işçinin kıdem tazminatını devlet kontrolünde garanti altına alacak her türlü sistem, emekçilerin menfaatine olacaktır. Çalışanların haklı haklarına kavuştuğu sağlıklı ve huzurlu bir çalışma hayatı diliyorum.