Hainlik etmeye, arkadan vurmaya “ihanet” denir.

Hıyanet eden, sadâkat göstermeyen, güveni kötüye kullanan kişiye de “hain” denir.

İhanet eden kimse, göstermesi gereken bağlılığı göstermeyip vefasızlık etmiştir. Göstermediği bağlılıkla ve ortaya koyduğu vefasızlıkla da hain olmuştur tabii olarak!..

İhanet denilince tek bir ihanet, hain denilince tek bir hainlik yoktur. İhanetin ve hainin envaiçeşidi vardır.

Seversin, sevdiğini arkadan vurursun; sevdiğine vefasızlık gösterirsin, ihanet etmiş olursun. Sevdiğine sadakat göstermediğin için de hainsindir doğal olarak!.. Sana umut bağlayan, seni adam sanan kişinin güvenini boşa çıkarmışsın; güvenilecek adam olmadığını, umut bağlanacak yiğit olmadığını hıyanet ederek ispatlamışsın!..

Buna sevgi haini, aşk haini denebilir!..

Allah; seni dünyaya kendisine kulluk etmen için yollamış. Sen, masaya, kasaya, nisaya kulluk etmekten Allah’a kulluk etmeyi unutmuşsun. Bedenini masaya, ruhunu kasaya, nefsini nisaya köle etmiş bir âdemin de Allah’a kulluk etmesini beklemek mümkünsüzdür!.. Böyle bir adam da Allah’a vefasızlık etmiş, yaratılış gayesine ihanet etmiştir.

Doğal olarak böyle bir adam da haindir!.. Yaratılanın Yaradan’a ihaneti de hoş görülecek bir hainlik olmasa gerek?

Allah; seni kadın veya erkek olarak yaratmıştır, yaratılmışlar içinde de en şerefli konuma yükselterek eşref-i mahlûkat sıfatını vermiştir sana. Ancak günümüzün modern(!) insanı olarak sen sapıttıkça sapıtmışsın… Kadınsan erkeğe, erkeksen kadına benzemek için yapmadığın melanet kalmamış. Eşref-i mahlûkat iken esfel-i safilin (aşağıların en aşağısı) konumuna düşmüş, fıtratına ihanet eden bir mahlûk olmuşsun!.. Fıtratına ihanet ettiğin için sen de hainsin!.. Bu ihanet, diğer ihanetlerden çok daha vahim sonuçları olan bir ihanettir ve senin gibi hainler, insanlığa ihanet etmektedir!..

Sen necip bir milletin evladı olarak, övünülecek bir ecdadın torunu olarak bu topraklarda doğmuşsun. Ataların üç kıtaya hükmetmiş; bir selamıyla Avrupa’yı titretmiş, bir kelamıyla dünyayı hizaya getirmiş. Kudüs’ü fethetmişiz, İstanbul’u Bizans’tan alıp çağ değiştirmişiz; üç kıtada at koşturmuş, Viyana kapılarına dayanmışız. Biz hiçbir zaman kendi milletimizi, din kardeşimizi Avrupa’ya, Batı’ya şikâyet etmemişiz. Onlar şikâyet etmiş, biz şikâyet konusunu ortadan kaldırmışız. En zor, en sıkıntılı zamanlarımızda bile Batı’dan medet ummamışız!.. Ancak devlet adamı(!) dediğimiz, ama adamlıktan nasipsiz, devletinin ve milletinin tarihinden bîhaber sen; devletimizi, milletin seçtiği devlet adamlarını, devletin iradesini gidip Batı’ya salya sümük şikâyet ediyorsun. “Ben, sizin aradığınız adamım, ruhumda mandalık var; beni destekleyin, emrinize amadeyim!..” mesajı veriyorsun Avrupalı yamyamlara!..

Vatanının, milletinin şerefini ayaklar altına düşürmek; itibarını sarsmak da vatana, millete ihanettir!.. Bunu yapan da haindir!.. Hem de öyle böyle hain değildir; tarihine, ecdadına, milletine, devletine, vatanına ihanet etmiştir!.. Bu ihanetin affedilir bir yanı yoktur, devlet ve adalet gereğini yapar mı bilmiyorum ama millet mutlaka cezasını keser!..