“… Bu partinin vicdanıyım, abisiyim, AK Parti’nin kurucusuyum. Konuştuğu zaman, konuşması günlerce gündem olan bir insanım. Pısırık şeyler konuşmuyorum, herkesin vicdanına hitap ediyorum, doğruların peşindeyim. Vicdan denecekse, itibar denecekse, ahlak denecekse herhalde beni göreceklerdir başkasını değil…” Bu sözleri üç ay önce Bülent Arınç, ‘Jülide Ateş’le 40’ programında söylüyor. 15 Temmuz darbe girişiminden 6 gün sonra, 21 Temmuz’da da Twitter’dan; “Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz.

Olayın ilk saatlerinden itibaren halkımızı uyaran Cumhurbaşkanımız bu olayı Fethullahçı terör örgütü tarafından yapıldığını söyledi. Onlarca insanımız öldü, onlarca kurumumuz bombalandı. Bunları gördükten sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın tespitlerine aynen katılıyorum” diye yazmıştı.

Ve şimdi de Bülent Arınç, HaberTürk’te Demirtaş ile ilgili olarak, “Tutukluluk cezaya dönüşmemeli. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile bizim bir iki görüşmemiz oldu. Cezaevlerinde isyanlar, açlık grevleri olmuştu. Selahattin Demirtaş’ı tanımak veya onu yargılamak için onun yazdığı ‘Devran’ isminde kitap var. Ne olur onu alıp okuyun” dedi.

Arınç’ın yukarıya aldığım üç konuşmasının her biri için çok şey söylenebilir, yazılabilir… Nitekim söyleniyor, yazılıyor, çiziliyor da… Benim merak ettiğim husus ise şudur; Demirtaş ile çeşitli vesilelerle bir iki kere görüştüğünü söyleyen Bülent Arınç, acaba hiç Diyarbakır Annelerini gündeme getirmiş midir?

Diyarbakır Anneleri, kaybolan, dağa kaçırılan çocukları için Demirtaş’ın eş genel başkanı olduğu Halkların Demokratik Partisi – HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde 447 gündür evlat nöbeti tutuyorlar.

Ellerinde çocuklarının fotoğrafıyla kar kış, yağmur çamur demeden dağa kaçırılan evlatlarının serbest bırakılmasını bekliyorlar. 3 Eylül 2019’da başlamıştı, tam 447 gün oldu.

Arınç evlat nöbeti nedir bilir mi?

Belki de o annelerden bazıları çocuklarına hiç kavuşamayacak.. Demirtaş’a güzelleme yaparken, ‘alın kitabını okuyun’ derken gözleri yaşlı, yürekleri yaralı bu anneler aklına gelmiş midir?

Belli ki getirmemiştir…

Ben şimdi kendisine tarihi bir fırsat ve tarihi bir görev için teklifte bulunuyorum.

Bir kere daha görüşecekse, ya da gitsin görüşsün Demirtaş ile dağa kaçırılan evlatlarımızın salıverilmesini istesin. Artık bu mesele Arınç’ın meselesi haline gelmiştir.

Boynunda bir vebaldir artık… Aracı olsun… Örneği de var; 1996 yılında PKK, Hakkâri’nin Şemdinli ilçesindeki Ortaklar Karakolu’na baskın düzenlemiş, on beş askerimizi şehit etmiş, sekiz askerimizi de rehin almıştı.

Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı İhsan Arslan, Refah Partisi Van Milletvekili Fethullah Erbaş ve İHD Genel Başkanı Akın Birdal’dan oluşan bir heyet, HADEP-Halkın Demokrasi Partisi ile yaptığı görüşmeler sonucu Kuzey Irak Zap kampına giderek askerlerimizin serbest bırakmasını sağlamışlardı. Gidilecekse de ben varım, hazırım…