İki çeşit dua vardır, kavli ve fiili dua. Birisi ellerimizi açıp Yaradan’ımızdan (c.c) istemek, diğeri ise bunun için adım atmak.Dualarımız, niyetimiz ve sorularımız sonucunda oluşur. Her birimizin istediğimiz ve yapmak istediğimiz şeyler vardır. Bunun için harekete geçeriz. İsteme gücü ile adım atma ve bu adımları sürdürebilme gücü doğru orantılıdır. İstek gücü belirleyicidir. Biz Müslümanlara göre, Allah (c.c) isteyin vereyim diyor fakat verip vermemesi kendi şahsında saklıdır, karar O’na aittir.

Bir yola girmek duadır, adım atmak duadır, bir tarafa yönelmek duadır. Rabbimiz,“Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi büyüklüklerine yediremeyenler alçalmış olarak cehenneme gireceklerdir” buyurmuştur. (Mümin, 40/60)

Her adım bir eyleme yolcudur

Canımız bir yiyeceği çekti ayağa kalkıp ona yapmaya yönelmek duadır. İyilik yapmayı istedik, bunun niyeti bir sevaptır, eylem tamamlanınca da ilâve sevap kazanırız. Helâl rızık için yola çıkmak duadır, Kızımıza çeyiz düzmek duadır. Akşama yemek hazırlığı içinde olurken, akşam mutlu bir atmosferi hayal etmek duadır. Gülümsemek, yardım etmek için yönelmek, kendimizi daha iyi bir kul, daha iyi bir anne baba haline getirebilmek için okumak, gayret etmek duadır. Çocuğumuzu Hakka (c.c) gönülden bağla bir kul olarak yetiştirebilmek için okumak, sabretmek, anlayışlı olmak duadır, dua ise ibadettir.

(Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin! Siz yalanladınız. Öyle ise azap yakanızı bırakmayacak.” Furkan 77

Neler bizim yüreğimize sevinç veriyorsa ona yöneliriz

Dua, bir niyetin sonucundaki eylem ise, şu anki durumumuz eğer istediğimiz bir durum ise, niyetimiz de eylemimiz de hayırlı olsun, Rabbim hayırla geliştirerek devamını nasip etsin inşallah. Eğer istediğimiz bir durum değilse, o zaman önce niyete ve onu takip eden adımlara bakalım. Kavli ve fiilî dualarımız paralel mi? Birisi başka diğeri başka ise insan zihni paradoks yaşar. El başka ayak başka çalışırsa, dil başka hal başka söylerse, baktığım yer ile yürüdüğüm yer farklı ise, o zaman zikzak yapa yapa yaşam bohçamızı yırtıyoruz demektir.

Duamız, yürek kabımızın içinin ne ile dolu olduğunun göstergesidir.

Öyle ise, geçen her saniye beni bir yerlere yaklaştırıyor, bir yerlerden uzaklaştırıyor. Nereye gidiyorum? Bu yol benim gitmek istediğim yol mu diye düşünmeliyiz, hem de hemen, çünkü dualarımız yani adımlarımız anında Rabbimize (cc) ulaşıyor. Allah (cc) yola çıkana yol açıyor. O zaman, yolun nerede kesileceğini, yolculuğun nerede biteceğini bilemiyoruz. Bu yüzden niyetimizin ve dualarımızın farkında olarak yaşamalıyız çünkü Azrail randevu almadan geliyor.