Özellikle yetişkinler üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda, süt tüketiminin sağlık üzerine etkileri konusunda bir tutarsızlık söz konusu. Bazı bilimsel çalışmalar inek sütü tüketiminin sağlık üzerine olumlu etkileri olduğunu gösteriyorken, hastalık riskini arttırdığını belirten çalışmalar da bulunmakta.

Örneğin, 2018’de yayımlanan bir çalışmada, süt tüketiminin kalça kırığı riskini azalttığı ifade edilirken, aynı yıl yayımlanmış bir başka çalışmada süt tüketiminin kalça kırığı riskini artırdığı ifade edilmekte. Kadın ve erkekler üzerine yapılan altı farklı çalışmada ise süt tüketimi ile kalça kırıkları arasında bir ilişkinin bulunmadığı sonucuna varılmakta.

Bir araştırmacı 19 farklı araştırmayı değerlendirdiği bir meta-analizde, süt tüketiminin yetişkinlerde kolesterol ve kanser riskini azalttığı sonucuna varırken, aynı araştırmacı farklı araştırma sonuçlarını derlediği bir başka makalesinde, süt tüketiminin prostat kanseri riskini artırdığını belirtmekte.

Benzer şekilde, bazı araştırmalar süt alımının tip II diyabet riskini azalttığını söylerken, bazı çalışmalar süt tüketiminin insülin direncinin artmasıyla ilişkili olabileceğini belirtmekte. Farklı araştırmalarda ise, süt tüketiminin tip II diyabet ve ilişkili metabolik faktörlerle ilgisinin olmadığı sonucuna varılmakta.

İşte bu çelişkili araştırma sonuçları bazı kişilerin kendi görüşlerini destekleyen ve çıkarlarına hizmet eden araştırma bulgularını ön plana çıkarmasına, kendi görüşlerini çürüten araştırma sonuçlarını görmezden gelmelerine neden olmakta.

Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir araştırma yeni tartışmaların fitilini ateşleyecek gibi duruyor. Brigham Young Üniversitesinden Larry A. Tucker isimli araştırmacının Oxidative Medicine and Cellular Longevity adlı dergide yayımlanan makalesinde, süt tüketmemek ile yüksek yağlı süt tüketmenin yaşlanmayla ilgili olduğu iddia edildi.

ABD’de 5.834 kişi ile gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre; süt tüketmeyenlerin az yağlı süt tüketen yetişkinlere, yüksek yağlı süt (tam ve %2 yağlı) içen yetişkinlerin ise az yağlı süt (yağsız veya %1 yağlı) içen yetişkinlere kıyasla daha kısa telomerlere sahip oldukları bulundu.

Telomerler, kromozomların uçlarını kapatarak stabilitelerini ve korunmalarını sağlar. Yaşlandıkça her yıl telomerlerin uzunluğunun kısaldığından yola çıkılan bu çalışmada, süt tükenmeyenlerin az yağlı süt tüketenlere, yüksek yağlı süt tüketenlerin ise az yağlı süt tüketenlere kıyasla biyolojik yaşlarının daha yüksek çıktığı yani daha erken yaşlandıkları belirtildi.

Çalışma bulgularına etkili tek faktörün süt tüketimi olduğunu söylemek ne kadar doğru olur bilmem ama çalışmaya katılanların beslenme tarzları hakkında önemli ipuçları verdiğini söylemek mümkün.