Toplumda ayrışmanın ve kutuplaşmanın en önemli sebeplerinden biri de bireylerin kendi ideolojilerine uygun iletişim kanallarından başka bir mecranın haberlerini dikkate almamasıdır. Sadece kendi görüşlerinin olduğu ve o görüşlerin analiz edildiği alanlar literatürde ‘yankı odaları’ olarak adlandırılmaktadır.[1] Bu durum başka görüşlere kapalı olmanın yanında aşırı uç noktaya da evrilmenin sebepleri arasında durmaktadır.

Her birey kendi dünyasına ait yankı odalarında ele alınan haberlerin gerçekliğine o kadar inanmaktadır ki aksi görüş beyan eden kişi veya iletişim kanalları onun için kabul edilemez durmaktadır. Bu durum kendinden olmayanın hiçbir zaman doğru olamayacağı düşüncesinin de pekişmesine yol açmaktadır.

Tüm dünyanın salgınla mücadele ettiği dönemde ülkemizde de bu salgın esnasında birtakım olumsuz gelişmelerin yaşandığı görülmektedir. Bazı iletişim kanallarının yaptığı haberi doğru olarak kabul eden milyonların o haberin yetkililerce yalanlamasına rağmen hala gerçekmiş gibi kabul etmeleri işin vahametini gösterecek niteliktedir. Durum sadece iktidarın faaliyetlerini eleştiren muhalif iletişim kanalları ile sınırlı değil. Aynı durum iktidara yakın iletişim kanallarını takip eden milyonlar için de geçerlidir.

Hem iktidarın hem de muhalif kesimlerin kendi ‘yankı odaları’nda olması ve karşı tarafın haberlerini tamamen gerçek dışı olarak algılaması toplumsal alanda kutuplaşmanın en önemli nedenleri arasında duruyor. Bu nedenle herkesin iletişim kanallarının genelini ele aldıktan sonra sağlıklı karar verebileceğini anlaması lazım. Yoksa gerçekleşmesi mümkün olmayan birçok gelişmeye inanan nice kültürlü insanların bir yalan arkasında kendini heba ettiklerini görürken tersi olarak da gerçekleşen bir durumun hiç olmadığını zanneden nice insanları da bir gerçeği göz ardı ettiklerine şahit olacağız. Onun için herkesin yankı odalarından çıkıp evin salonunda buluşması gerekiyor.

[1] Erdoğan, E., Semerci Uyan P. (2018). Fanusta Diyaloglar, Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları. (1. Baskı) İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları. S, 24.