15 Temmuz melun darbe girişiminin dördüncü yıl dönümü bugün…

O alçak, melun darbe girişiminin üzerinden tam dört yıl geçmiş. Dört yıl geçmiş ama sanki dün olmuş gibi hâlâ acısı taze… O darbe girişimini planlayan, uygulayan, alet olan hainlere karşı kinimiz, öfkemiz zerrece azalmış değil.

Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz; gazi vatandaşlarımıza sağlık, sıhhat, afiyet ve hayırlı ömürler diliyoruz.

Bu alçak darbe girişimi; Cumhurbaşkanımızın liderliği, milletimizin cesareti ve ferasetiyle hamdolsun ki başarıya ulaşmadan engellendi. Sorumluları, yardımcıları, yardakçıları büyük oranda yakalanıp hapse atıldı.

Ancak bizleri rahatsız eden belli noktalar var.

*Suçu sabit olduğu hâlde birçok FETÖCÜ teröristin, çeşitli bahanelerle mahkemelerin uzamasına sebep olması ve kararların gecikmesi,

*FETÖ davalarında bazı kararlarla ilgili milletin şüpheleri olması,

*Dayısı güçlü olan bazı FETÖ mensuplarının maşeri vicdanı rahatsız edecek kadar az ceza alması veya hiç ceza almadan serbest bırakılması,

*FETÖ mensubu olduğu herkesçe bilindiği hâlde bazı kişilerin, çeşitli şekillerde korunup elini kolunu sallayarak dışarıda gezmesi hatta kamu görevi yapıyor olması,

*Anayasa Mahkemesi’nin bazı mahkûmlarla ilgili vermiş olduğu vicdanları sızlatan kararlar…

Devletimiz, bu konularda gerekli tedbirleri almalıdır. Adalet mekanizması daha hızlı işletilip davaların bir an önce neticelenmesi sağlanmalıdır.

Ayasofya Camii’nin tekrar ibadete açılması

 

Şükürler olsun… Ayasofya artık Özgür!..

Ayasofya’nın zincirlerini kıran Rabbime hamdolsun!..

Ayasofya’nın açılmasında başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere irade ortaya koyan, gayret gösteren, dua eden, dertlenen herkesten Allah razı olsun!..

Milletimize bu şuuru, bilinci aşılayan ve Ayasofya’nın özgürlüğünü hedef olarak önümüze koyan merhum Necmettin Erbakan Hocamızı ise rahmetle anıyoruz…

Ülkemizin ve biz Müslümanların üzerinden bir ayıbı, utancı kaldıran Rabbime hamdolsun!..

Cumhurbaşkanımız ne demişti? “Ezanın aslına döndürülmesinden 70 yıl sonra Fatih’in emaneti Ayasofya’nın da cami olarak hizmete girmesi, gecikmiş bir yeniden silkiniştir. Ayasofya’nın dirilişi Mescid-i Aksa’nın özgürlüğe kavuşmasının habercisi, Müslümanların fetret devrinden çıkış iradesinin ayak sesidir.”

Bu karar, İslam âleminin uyanışına, dirilişine ve ayağa kalkışına vesile olur inşallah!..

Bu karar, savunmadan atağa geçtiğimizin, şaha kalkacağımızın işaretidir inşallah!..

Öngörülemeyen, güzel etkileri olacak Ayasofya’nın tekrar ibadete açılmasının inşallah!..

İstanbul fethedilip Ayasofya cami yapıldığında bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılmıştı.

Ayasofya’nın yeniden camiye dönmesiyle İslam âlemi ve Müslümanlar için yeni bir çağ, yeni bir diriliş, yeni bir yükseliş başlayacaktır!..10 Temmuz 2020’de Şuur Çağı açılmıştır!..

10 Temmuz 2020itibariyle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öyle bir kazanmıştır ki bundan sonra siyaseten kaybetse bile hep kazanan olacaktır!..

Rabbim; ömrüne bereket, sağlık, sıhhat ve afiyet versin!..

Tabii ki milletimizin ve İslam âleminin tamamına yakını Ayasofya’nın ibadete açılmasını büyük bir coşkuyla karşılayıp şükür vesilesi sayarken açıktan ya da ima yoluyla itiraz edenler, üzülenler de var.

Dışarıdan gelen tepkiler zaten malum ve beklenen şeyler.

Onlar gâvurluğunu ve kâfirliğini yapacak da içimizdeki gâvurlar ister istemez üzüyor bizi…

Sözde Müslüman kimliğine sahip olup da Ayasofya müzeden camiye çevrilince itiraz edenler, emin olun ki kiliseye çevrilse sevinçten çıldırırdı.

Camiyi müzeye çevirenleri hunharca alkışlayıp kutsayan bu güruh; müzeyi tekrar camiye çevirenlere öfke, kin kusup hakaretler yağdırıyor!..

“Bilelim kim kiminle aynı safta; kim üzülüyor, kim seviniyor?” düşüncesiyle Ayasofya’nın cami olarak hizmet verecek olmasına CHP’den de güçlü bir destek açıklaması bekledik ama nafile…

Hatta ana muhalefet partisinden bir tanesi, “Ayasofya’yı açarak cumhuriyeti yok saydınız.”dedi.

Bu cümlenin tercümesi şudur:“Cumhuriyette İslamiyet’e, Müslüman’a, camiye yer yoktur.”

Hatta yine aynı şahıs, iktidara geldiklerinde Ayasofya’yı tekrar müzeye çevireceklerini söyledi. Allah fırsat vermesin size!..

Bu sakat zihniyetin farkında olan ve sahiplerine iktidar yüzü göstermeyen milletin basireti, irfanı bir kez daha anlaşılmıştır.

Yine seçim öncesi EyüpSultanCamii’nde Kuran okuyan, muhafazakâr kesime mavi boncuk dağıtan, günde beş on evde iftar yapan bir başkan adayları vardı.B aşkan olduktan sonra unuttu tüm bunları…

Ayasofya tekrar camiye döndü, ortalıkta görünmedi, sesi soluğu hiç çıkmadı, sonra da her zamanki gibi çok konuşup hiçbir şey söylemedi.

Her neyse biz Ayasofya’nın tekrar cami olmasının sevincini, mutluluğunu yaşayalım… Kolay değil, seksen altı yıl bugünü bekledik. 10 Temmuz bayram ilan edilse yeridir.

Her yıl 10 Temmuz’da Ayasofya’nın tekrar camiolması ile ilgili programlar yapılmalı. Müzeye nasıl dönüştürülmüş olduğu, gaflete düşersek tamamen kaybedebileceğimiz yeni nesillere anlatılmalı.

Son sözlerimiz, Ayasofya Camii’nin nasıl kullanılacağı ile ilgi olsun:

*Ayasofya bir camidir ve bir cami nasıl olması gerekiyorsa öyle olmalıdır.

*İçindeki ikonlardan, camiye, namaza uygun olmayan her şeyden temizlenmelidir.

*Kilise olduğunu çağrıştıran, başka bir dini hatırlatan her şeyden ayıklanmalıdır.

*Burası bir camidir ve Müslümanlara göre dizayn edilmelidir, gelecek olan turistlere göre cami dizayn edilemez. Gelen turistler cami gezdiği bilinciyle gezmelidir.

Not: Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş’ın Ayasofya’daki ikonların namaz vakitlerinde kapatılıp sonra tekrar açılacağı ile ilgili açıklamalarının geçici süre için söylendiğini düşünüyorum.

Ben sadece cemaate yetişince Ayasofya’da namaz kılacak değilim herhâlde… Normal vakit namazları dışında da gittiğim zaman namaz kılabilmeliyim eğer ki orası cami olmuşsa…

Diğer türlü Allah korusun FETÖ’nün sapık “dinler arası diyalog” anlayışına uygun, kilise cami gibi ucube bir durum ortaya çıkar ki bir Müslüman için kesinlikle kabul edilebilir bir şey değil.

Ayasofya Camii’nin tekrar ibadete açılması ülkemize, milletimize ve İslam âlemine hayırlı olsun!..