Libya’da meşru hükümeti devirip Kaddafi rejimi benzeri yeni bir diktatörlük kurmak için savaşan Hafter komutasındaki güçler amacına ulaşamamış olmasına rağmen henüz pes etmiş ya da etkisiz hale getirilmiş değil.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi Arap Baharı karşıtı devletlerin yanında Fransa, Rusya, Ürdün ve İsrail’den de yardım gören Hafter, son günlerde ciddi darbe aldı ve özellikle başkent Trablus’un batısındaki kentlerin kontrolünü kaybetti.

Uluslararası toplumun Libya’nın meşru temsilcisi kabul ettiği ve Türkiye’nin desteklediği Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne bağlı güçler, el-Vatiyye (Wattiya) askeri üssüne düzenlediği hava saldırılarında Hafter’e bağlı birçok milisi etkisiz hale getirdi.

UMH güçlerinin Terhune kentini kurtarma operasyonu da devam ediyor ve Hafter’e bağlı güçlere yakıt ikmali yapmaya çalışan tankerler kente ulaşamadan SİHA’lar tarafından vuruluyor. “Hafter’in kazanma şansı kalmadı” başlığıyla geçenlerde yayınlanan yazımda, “BAE’nin silah, mühimmat ve paralı asker takviyesiyle güçlükle ayakta durabilen Hafter’in şu an yaptığı tek şey sivil yerleşim alanlarına grad füzeleriyle intikam saldırıları düzenlemek” demiştim.

Ne yazık ki Hafter masum sivillerden intikam alma gücünü hâlâ koruyor. Önceki gün yine öyle yaptı ve Trablus’a “Ebabil kuşları” adını verdiği yeni bir füze saldırısı gerçekleştirdi.

Sivil yerleşim alanlarına ve Mitiga Havaalanı’na 150’den fazla grad füzesi attı. Türkiye ve İtalya büyükelçiliklerinin bulunduğu bölge de yine Hafter’in hedefindeydi. İtalya, Hafter’in adını vererek  saldırıları şiddetle kınadı.

Gelişigüzel gerçekleştirilen füze saldırılarının insan hayatını ve uluslararası hukuku hiçe saydığını ifade etti.

Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu da yaptığı açıklamada Hafter komutasındaki güçlerin saldırılarının “korkunç” olduğunu, Mayıs başından bu yana Trablus’a düzenlenen saldırılarda 15 sivilin hayatını kaybettiğini söyledi.

“Uluslararası hukuk nezdinde suç sayılabilecek bu eylemleri yapanların adalet önüne çıkarılması” çağrısında bulundu.

Kısacası sivilleri hedef alan ve “savaş suçu” işleyenin kimliği belli. Radovan Karaciç ve Ratko Mladiç gibi Lahey’de yargılanması gereken Hafter, uluslararası toplumun kınamayla yetinmesi sebebiyle masum sivilleri katletmeye devam ediyor.

Hafter’e destek veren devletler de yönetimini ele geçiremedikleri Libya’yı yakıp yıkmakta kararlı. “Gölge Prens” lakaplı BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Tahnun bin Zayed, Hafter komutasında savaşacak yeni paralı askerler bulmak üzere geçenlerde Sudan’ı ziyaret etmişti. Rus güvenlik şirketi Wagner’e bağlı paralı askerlere ek olarak, Putin’in Suriyelilerden bir grubu Libya’ya gönderdiği biliniyor.

BAE’li yetkililerin ayrıca bugünlerde Şii milislerin de Hafter’e destek için gönderilmesini sağlamak üzere görüşmelerde bulundukları iddia ediliyor.

Şii Afganlılardan oluşan Fatımiyyun Tugayları adlı milis grubunun Suriye’de olduğu gibi Libya’da da savaştığı ortaya çıkarsa kimse şaşırmasın. Hafter bir an önce durdurulmadığı sürece her şey mümkün.

Uluslararası toplum isteksiz olduğuna göre bunu yapmak da Trablus’taki meşru hükümete ve müttefiki Türkiye’ye düşüyor.