İnsanlık ölüyor, insanlık yok oluyor. Ama onların umurunda değil! Yeter ki insanlar İslâm’a girmesin! Yeter ki menfaatlerine halel gelmesin! Yeter ki oyunları bozulmasın! Tıpkı Ebu Cehil ve adamlarının yaptıkları yapılıyor tabii ki!

Vicdan ne gezer onlarda! Merhamet hissi bulamazsın ki!

Ya onların olsaydı öldürülen bebekler! Kadınlar, yaşlılar ve çocuklar! Kıyametler kopardı değil mi?

İşte Ermenistan! Nasıl da ağlıyorlar! Çocuklarımızı verin diyorlar.

Ya Hocalı’daki katliam! Ya onlaarca zulüm, işkence, tecavüz, acı…

26 Şubat 1992 tarihinde Hocalı katliamı yaşandı. Hocalı katliamı için zehirli top mermisi kullanan Ermeni güçleri, birçok kişiye ağır işkencelerde bulundu. Çocuk, kadın fark etmeden gerçekleştirilen katliamda, 613 Azerbaycan vatandaşı katledildi.

Ya Suriye, Filistin ve niceleri!

İnanan insanlar bunu yapamaz. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Ermeniler onca sivili yine öldürürken, Azerbaycan ancak cephede savaştı. Elhamdülillâh Rabbimize ki, intikamını aldı.

İslam şefkattir, merhamettir, sevgidir. İnsan ise şerefli bir mahlûktur.

 

EN KIYMETLİ YARATIK İNSANDIR

Yeryüzünün en kıymetli yaratığı insandır. O, eşsiz ve en güzel şekilde yaratılmıştır. Kâinat onun emrine verilmiştir. O olmasa dünyanın ve âlemlerin bir anlamı yoktur. Onu yaratan Allah ona değer vermiştir. Bunları şöyle haber verir onun Rabbi:

“Şüphesiz Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık.” 95 Tin Suresi 4.

“Andolsun ki biz, Adem oğullarını şerefli kıldık. Onları karada ve denizde (bineklerle ve araçlarla) taşıdık. Temiz şeylerle rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.” 17 İsrâ Suresi 70.

Gerçekten insan kendisine iyi bakmalı, incelemeli ve tefekkür etmelidir. İnce ayrıntıları kaçırmamalıdır. Onu yaratan Allah buna dikkatimiz çeker:

“Kendi bedenlerinizde, ruhlarınızda ve birbirinizde de deliller, ibretler var. Hâlâ görmeyecek misiniz, düşünmeyecek misiniz?” 51 Zâriyât Suresi 21.

Hemen görünenler bile insana yetmez mi?

Göz, kulak, el, ayak, dil, ağız, burun… Sonra iç organlar! Haydi, birisini yap ey insan!

İşte Allah’ın yüceliği…

İSLAM SEVGİDİR

İnsan böylesine kıymetli ama onu güzelleştiren şey ancak sevgidir. Sevgi olmazsa o hiç olur.

Kâinata bakar, yaratıklara bakar… İçinde bir kıvılcım olur…

Sevgiyle bakar yeryüzü ve gökyüzüne. Uçan, yürüyen, sürünen ve yüzenlere! ‘Bu nasıl bir âlem Ya Rabbi’ der.

Bir karınca görse basamaz üzerine.

Nedir bu?

Şefkattir bu.

Bir çocuk görünce sevgiyle kucaklar. Ağlarsa susturur. Fakirse ihtiyacını giderir, mazlumsa yardımla birlikte gözyaşı döker.

Hele bir de ağlayan kendi yavrusu ise…

Ya bombalar yağdırılsa yavruları üzerine!

Ne yapar acaba onlar? Bir de kendilerini o mazlumların yerlerine koysalar…

“SEN NE GÜZELSİN ALLAH’IM!”

Bir çiçek koklarken şaşkınlığını gizleyemez. O rengârenk hallerine hayran olur.

Ve kucak açar yerlerin ve göklerin Sahibine;

“Yarattıkların böyle güzelse, Sen nasıl güzelsin Allah’ım!”

İşte bu imandır O’na. Âlemlerin Rabbine!

Sonra da Kur’an’ın ilk ayetlerini okur;

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. 

(Ezelden ebede kadar) bütün olmuş ve olacak hamd ve sena (övgü), tam ve kemaliyle âlemlerin (yegâne) yaratıcısı, besleyip kemale erdiricisi olan Allah’adır.

O, esirgeyen ve bağışlayandır. 

Hesap ve karşılık gününün malikidir.

(Allah’ım!) Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz. Bizi dosdoğru yola ilet!” 1 Fatiha Suresi 1-5.

“GÖKLERİN VE YERİN ORDULARI ALLAH’INDIR”

Sular iner gökyüzünden…

Sular fışkırır yeryüzünden…

Tefekkür eyle ey insan!

“De ki: Bana söyleyin: Eğer suyunuz yerin dibine batar giderse, size bir akarsu kim getirir (Allah’tan başka?)” 67 Mülk Suresi 30.

Bütün âlemler, görünen ve görünmeyen mahlûkat Allah’ındır. Onların her biri birer ordudur:

“Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” 48 Fetih Suresi 7.

Dilerse bir anda yok eder, dilerse bir anda var eder:

“O Allah, göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Bir şeyin olmasını istediğinde ona sadece “ol” der ve o şey de hemen oluverir.” 2 Bakara Suresi 117.

Rengârenk çiçekler ve ağaçlar arasında bir denizin enginliğine bakarken, bir de güneşin doğuşuna şahit olan insan, aynen yukardaki hakikati dile getirecektir.

Şu hayretamiz güzelliğe bir bakın!

 

İSLÂM TEK ALLAH İNANCINI HAYKIRIR

 

O Allah ki, her şeyin yaratıcısı ve idare edicisidir. O’ndan başka ilah yoktur. Eğer olsaydı her şey karma karışık olurdu. Bunu bizzat Allah’ın kitabı Kur’an şöyle ifade eder:

“Göklerde ve yerde Allah’tan başka tapılacaklar bulunsaydı, gökler ve yerler karmakarışık olup, düzeni bozulurdu.” 21 Enbiyâ Suresi 22.

 O’nun varlık ve birliğine deliller o kadar çoktur ki, insan düşününce hayretler eder:

“İnsan, çürümüş, toz toprak haline gelmiş kemiklerini tekrar toplayarak eski haline getiremeyeceğimizi mi sanıyor? Evet, bizim onun parmak izlerini bile, aynen eski haline getirmeye gücümüz, kudretimiz yeter.” 75 Kıyâmet Suresi 3, 4.

Parmak uçlarındaki sanata bakın. İzlere bakın. Suçlular nasıl tespit ediliyor onlarla. İşte Yüce Allah’ın tek oluşunun delili.

Dokunma duyusunu da bir düşünün! Hissiyat nasıl oluyor?

Dil nasıl lezzet ve tat alıyor?

Göz nasıl görüyor?

İnsan anatomisi bir harika değil mi?

Acaba sen, seni yaratana inanıp O’na kulluk ettin m?

Düşün ey insan!

Bir sanatkârın sanatına bakıp hayretini gizleyemeyen insan, kâinat sanatkârını neden düşünmez?

“Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlara yararlı şeylerle denizde süzülen gemilerde, Allah’ın gökten indirip yeri ölümünden sonra dirilttiği suda, her türlü canlıyı orada yaymasında, rüzgârları ve yerle gök arasında emre amade duran bulutları döndürmesinde, düşünen kimseler için deliller vardır.” 2 Bakara Suresi 164.

Bu gerçekleri düşünerek inanan ve imanını canlandıran kulların durumu ve hayranlığı ise şöyle haber verilir Allah’ın son ve mükemmel kitabı Kur’an’da;

“Sağ duyulular o kimselerdir ki, ayakta iken, otururken ve yatarken (dâima) Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında Allah’ın varlığını ispat için iyice düşünürler ve şöyle derler: “-Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın. Sen batıl şey yaratmaktan münezzehsin. Artık bizi cehennem ateşinden koru.” 3 Âl-i İmrân Suresi 191.

Amin!

İnanmak, tefekkür etmek, yüce Yaratıcıyı severek dua etmek ve O’nun sevgisiyle ağlamak ne güzel!

FARKINDA MI?

İnsanlık bir cezaya çarpıldı farkında mı?

Bunca küfür ve isyan ile yaşamak var mı?

Hakk’ın emrine itaat etmek gerekirken,

Bir gidiş ki, alıkoymaz onu çürümekten…

Böylesine uyarı var iken Rabbimizden,

Neden kaçar durur insanlar tevbe etmekten?

Ey insan! işte bu kıyametin bilesin sen,

Her an kaçıp duruyorsun evlâdu ıyalden…

Para, makam, şehvet, şöhret en önde gidiyor,

Bu insanlık acep böyle nereye gidiyor?

Ölüm her an çevremizde apaçık geziyor,

Ey gaflet edenler! Allah sizi de görüyor.