Hayata dair birçok şeyin değişeceği ve yeniden yazılacağı bir sürece doğru yol almakta olan bir dünyada yaşıyoruz.

Özellikle yaklaşık son bir aydır evlerimizde kendi yaşam alanlarımızdan dışarıya sadece zorunlu hallerde çıkmamız yönünde uyarılar alıyor ve buna da gördüğüm takip etmeye çalıştığım kadarıyla da toplumumuz uymaya çalışıyor hatta uyuyor bile diyebiliriz.

Ama şu dönemde ne kadar az hareket edip ne kadar az temasla günlerimizi evlerimizde kalarak geçirirsek süreci de o kadar hızlı atlatacağımızın bilinciyle hareket etmeliyiz.

Dünya üzerinde bu sıkıntı kalktıktan sonra yeni ekonomik yaklaşımlar ve yeni finansal düzenler ortaya çıkacaktır.

Batı dünyası ve özellikle gelişmiş ülkeler kapitalist yaklaşımın insanlığı nereye getirdiğini görmüş olmalılar.

Allah’ın verdiği her türlü nimetin hoyratça kullanıldığı, İslami yaşam biçiminin ötelendiği ve insan olmanın ikinci plana atıldığı bir düzen bu dünya insanlarına huzur aynı zamanda da mutluluk vermiyordu, vermiyor ve vermeyecekte.

Şuanda daha gelişmiş ve batılı ülkelerdeki salgının bilançolarını görebiliyoruz. Gelişmemiş ve nüfusları kalabalık olan Afrika ülkelerinde ki bilanço birkaç ülke dışında belli değil.

Altyapının, ekonomik ve sosyal şartların çok kötü durumda olduğu bu tür ülkelerde yıkım çok ama çok ağır olabilir.

Ama duamız ve isteğimiz o dur ki dünyanın hiçbir ülkesinde gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun bu salgının en az hasarla atlatılmasıdır.

Bu bağlamda düşündüğümüzde dünyanın yaşadığı bu süreç yeniden yazılacak alanlarda akılla, ilimle ve irfanla düşünülerek hareket edilmesini zorunlu hale getiriyor.

Eğer böyle hareket edilirse İslami Finans’ın son yıllarda ki gelişiminin biraz daha hızlanması gerekiyor.

Nedenine gelince öncelikle faizin olmadığı bir ekonomik yapı her zaman üretime odaklanacaktır.

Ülkelerin, şirketlerin ve insanların borçlarının anaparasını bile ödeyemediği günümüz dünyasında faizlerini nasıl ödeyecekler sorusunun cevabı maalesef yoktur.

Sadece faizin değil adaletsiz paylaşımın, adaletsiz katılımın ve adaletsiz ortaklıklarında yasak olduğu İslami Finans biran önce tüm dünya ülkelerinde uygulanması gereken tek finansal düzendir.

Eğer dünya ülkeleri bunu başarmış olurlarsa sosyal, siyasi ve ekonomik hayatlar refaha ermiş olurlar.

Aksi bir durumun yaşanmasında ülkeler aynı sorunlarla boğuşmaya devam edeceklerdir.

Özellikle İslam ülkelerinin birçoğunun alt yapısının İslami Finansa hazır olduğunu düşündüğümüzde ve bazı batılı ülke konvansiyonel bankalarının da İslami Bankacılık faaliyetleri gösterdiğini gördüğümüzde İslami Finansa geçişte çok büyük problemlerle karşılaşılmayabilir.

Ama bunu yapabilmek için tüm ülkelerin nasıl bu salgınla mücadelede birçok noktada birlikte hareket ediliyor aynı perspektiften aynı noktaya doğru bakmaları gerekiyor. Bu bir hayal mi yapılabilir ve uygulanabilir olduğu için bence değil.

Bir konsensüs ile hareket edilerek bunu başarmak hiçte zor değil. Böyle bakılırsa bakılabilirse yeni finansal düzen olarak İslami Finans için bu bir milat olabilir.

Birçok yansımasına bakarak bu günleri ülkeler para basarak belki atlattı peki bundan sonrası ne olacağın cevabıdır bu.