Ülkemiz, Çin’den sonra dünyanın 2. büyük bal üreticisi iken, Türkiye, arı sütünü yıllık 30 ton civarında ithal etmekte ve buna karşılık sadece 1 ton üretmektedir.

Arı sütü

Arı sütü, işçi arıların baş kısmında bulunan alt çene ve boğaz bezleri tarafından salgılanan, krem kıvamında, beyazımsı, keskin kokulu ve besleyici bir üründür. Arı sütü polen, su ve baldan oluşmaktadır. Arılar kendi vücutlarından salgıladıkları bu doğal ürünü, kovandaki yavru arıları ve kraliçe arıyı beslemek için kullanırlar. Kraliçe arının ömrü boyunca tek besin kaynağı bu arı sütüdür ve bu sayede bir işçi arının iki katı büyüklüğüne, her gün binlerce yumurtalık bir verime ulaşır. Yavru arılar da yeterli olgunluğa gelene kadar arı sütü ile beslenirler. Bu sebepledir ki bir işçi arı ortalama 45 gün yaşarken, kraliçe arının ortalama ömrü 5-7 yıl olmaktadır. Arı sütü üretimi oldukça meşakkatlidir ve yoğun iş gücü ve el emeği gerektirir. Doğal üretim tekniği ile bir kovandan 20-25 gr ancak arı sütü elde edilebilir.

Bağışıklığı güçlü tutar

Bağışıklık sisteminin performansını yükselten arı sütü aynı zamanda hücre yenileyici özelliği ile yaşlanmayı da geciktiriyor. Arı sütünün birçok hastalığa karşı direnç sağlayan özellik gösterdiğini, cilt ve saç sağlığına da iyi geldiğini belirten Arı ürünleri uzmanı Ahmet Bağran Aksoy, arı sütünün kimyasında henüz keşfedilmemiş olan yüzde 3 oranındaki bir maddenin büyük bir şifa kaynağı olduğunu belirtiyor. Günümüzde hala insan üzerindeki şifasının tam olarak çözümlenemediği arı sütünün, hücre onarıcı ve gençleştirici özelliği yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda ortaya konulmuştur. 35 yıllık arı ürünleri üreticisi ve Etabal Y.K. Başkanı Ahmet Bağran Aksoy, “Arılarla tanıştığım günden bu yana, adeta bir mucize gibi olan doğalarını hayranlıkla izledim ve üzerinde çokça araştırma yaptım. Her bir arı ürününün farklı farklı amaçlar için üretildiğini söyleyebilirim. Ana arı, arı sütü sayesinde işçi arılara göre 50 kat daha uzun süre yaşayabiliyor. Dünyada 1960’lı yılların ortalarından bu yana insan beslenmesi ve tedavisi için kullanılmaktadır. Önemli olan nokta ise arı sütü, içindeki vitamin ve mineralle cilt sağlığına, metabolizmaya ve bağışıklık sistemine fayda sağlayan birçok özelliği bir arada bulunduruyor olmasıdır.” diyerek arı sütünün ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor.

Arı sütü tüketimi

Arı sütünün gerçek bal ile birlikte tüketildiğinde çok kuvvetli bir etkiye sahip olacağını belirten Aksoy, özel bir kürün tarifini de veriyor. Aksoy, 250 gram ham bala 50 gram arı sütü karıştırılarak tüketildiğinde bu karışımın hücrelerin yenilenmesi, metabolizma ve bağışlılık performansının yükseltilmesi başta olmak üzere insan sağlığına birçok faydası olduğunu belirtiyor. Ancak “bu karışım kesinlikle ışığa maruz kalmaması ve metal kaşıkla tüketilmemesi gerekiyor” diyerek de dikkat edilmesi gereken önemli bir noktaya da parmak basıyor.

Arı sütünün faydaları

Arı sütünün bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeye ciddi katkısı vardır. Kanser vb. birçok hastalıktan korunmaya yardımcı olur.

Günümüz insanları için önemli bir problem olan unutkanlığı giderirken bunama problemini de önler. Bununla birlikte hafızayı kuvvetlendirmeye de yardımcı olur.Bedensel ve zihinsel yorgunluğun giderilmesine yardımcı olan iyi bir enerji kaynağıdır.Damar sertliği ve damar tıkanıklığı gibi rahatsızlıkların önlenmesinde de yardımcıdır.Arı sütünün en büyük özelliği, hücre yenileyici olması olmasıdır.Hücre yenileme özelliğinin bir sonucu olarak saç ve cilt bakımında da oldukça faydalıdır.İçerisinde yer alan doğal hormon ve enzimler yumurta ve üretkenlik kalitesini artırmaya yardım eder. Kraliçe arıların kendi ağırlıkları kadar yumurtlamalarının sebebi de arı sütüdür.Ülser, gastrit, reflü vb. mide/ bağırsak hastalıklarına karşı yatıştırıcı etkisi vardır.Kansızlığa karşı son derece etkilidir.Özellikle gelişme çağındaki çocukların bedensel ve ruhsal gelişimine katkıda bulunur.Kemik dokusunun gelişimine katkı sağlar.Kolesterolü ve kandaki yağı düşürmeye yardımcıdır.

Balparmak Arı Sütü Projesi

Çok önceleri benim de katıldığım bir basın toplantısında tanıtılan “Arı Sütü Projesi” Balparmak firması tarafından hayata geçirilmesi planlanmıştı. Arı sütü üretimini sürdürebilir kılmak, güvenli üretimin şartlarını belirlemek amacıyla hazırlanan projenin adı “Arı Sütü Üretiminde Farklı Besleme, Saklama ve Ambalajlama Tekniklerinin Kalite Parametreleri ve Ekonomik Sürdürülebilirlik Üzerine Etkilerinin Belirlenmesi” idi. Bu proje Tarım ve Orman Bakanlığı ve TAGEM tarafından desteklenmektedir. Projede arı sütünün üretiminden tüketimine kadar olan tüm süreçte, biyokimyasal özelliklerini etkileyen parametrelerin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca proje kapsamında, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından altı ay boyunca farklı üretim metotları denenecek ve elde edilen tüm sonuçlar üzerinden, arı sütünün ideal saklama koşulları, ambalajlama ve raf ömrü sürelerinin belirlenmesi çalışmaları da yapılacaktır. Projede, arıların önemine dair farkındalık oluşturmak ve arıcılık mesleğinin sürdürülebilirliği için çalışmalar yapmak niyetiyle yola çıkıldığını belirten Balparmak firması, arı sütü, polen, propolis gibi katma değerli arı ürünleri üretiminin artırılması için projeler gerçekleştirmeye devam edeceklerini belirtmektedirler

BEE’O Arı Sütü Projesi

Geçtiğimiz zamanlarda da BEE’O firmasının, Çukurova Kalkınma Ajansı, Adana İl Arı Yetiştiricileri Birliği, Adana Belediyesi ve Adana İl Tarım Müdürlüğü’nün desteği ile bir arı sütü projesini hayata geçirdiğini duymuştum. Sanırım projede epey mesafe de kat edilmiştir. Bu proje ile Adana’da farklı bölgelerde arı sütü üretim çiftlikleri kurulması planlanmaktaydı. Kar amacı gütmeyen bu projede, hem kadın istihdamı, hem de sektöre yeni arıcıların kazandırılması hedefleniyor. Kırsal kesimlerde yaşayan kadınlarımız, ülkemiz arıcılığına dahil edilerek katma değerli bir arı ürünü olan arı sütü üretilmesi sağlanacak. Böylece ev kadınları için de ayrı istihdam kapısı açılmış olacak. Proje kapsamında Sözleşmeli Arıcılık Modeli ile doğrudan arıcılarla üretim sözleşmesi yapılacak ve kovandan itibaren doğru arıcılık uygulamaları ile üretim yapmaları sağlanacak. Bu sayede, arıcılarımızın gelirinin arttırılması ve sektörün canlandırılması hedeflenmektedir.

BEE’O Genel Müdürü Aslı Elif Tanuğur Samancı, geçen yapılan ve benimde kısa bir süre de olsa katıldığım “Kovandan Sofraya Arıcılık ve Arı Ürünleri Sempozyumu’nda, “Arı ürünleri önümüzdeki yıllarda hem talebi hem de tüketimi artacak doğal ürünler olacak. Bugün, arı ürünleri globalde 3 trilyon dolarlık bir pazardan pay alıyor. Sekiz milyon arı kovanımız ve 70 bin arıcımızla Dünya’da arıcılık ve arı ürünleri anlamında çok önemli bir potansiyele sahibiz. Bu potansiyeli iyi değerlendirebilmek için de ülkemizde kaliteli arı ürünlerinin üretimini arttırarak katma değerli ve yerel markalı ürünler üreterek ihracat yapmalıyız” diyerek arı ürünleri ihracının önemini belirtmektedir.

Kovandan sofraya

Özetle, son yıllarda arı sütü konusunda projelerin artmış olması bizi sevindirmektedir. Ayrıca geçenlerde, Türkiye Arıcılar Birliği ve Güvenilir Ürün Platformu işbirliğinde, BEE’O desteği ile düzenlenen Kovandan Sofraya Arıcılık ve Arı Ürünleri Sempozyumu da bu konudaki ümitleri artırmıştır.