Türk medyası da tıpkı dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi bir dönüşüm ve değişim içerisinde. Olmak zorunda. Çünkü dünyada her konu olduğu gibi medya/iletişim meselesi de değişiyor. İnsanların haber alma şekli, habere olan ihtiyaç düzeyleri bile değişiyor.

Medyanın basılı hali

Her ne kadar basın denilince akla gazete geliyor olsa da medyanın basılı hali olan kitap, dergi, gazete, broşür vs. her biri kendi içinde uzun uzun tarihi süreçler geçirmiş kalemleridir. Belki süreli yaygın ve daha dinamik olmasından dolayı ilk akla gelen gazete olduğu için böyle bir algımız var. Evet, burada şu ya da bu haliyle basılı iletişim kanallarının dijital olan iletişim kanalları karşısında bir tür mücadelesi var. Ve bu savaşta neler olacak sorusunu sormak gerekiyor. Buna cevap aramak, hatta yol çizmek gerekiyor.

Elbette ki dijitalliğe geçişin ağır sancıları yaşanıyor. Tüm dünyada tüm alanlarda yaşanan daha kolay ve hızlı yaşam modeli rüzgârından medya da nasibini alıyor.

Bu yazıyı kaleme aldığı sırada çok değerli bir okuyucumuz Taha Feyizli Bey bana ‘dijital bir ağ’ üzerinden mesaj yolladı. Mesajında şöyle diyordu;

“Selam ile,

Her gün, 3 km arabayla gidip, gazetemizi alıyorum, gece okuyup notları alıyorum… :)”

Ben de kendisine; “Maşallah. Bu ne güzel bir haslet. Zira günümüzde onca kolaylığa, rahatlığa alışmış insan için idolsünüz:-)” diye mukabelede bulundum.

İşte tam bu nokta, 1940’larda yükselişe başlayan gazete satışlarının gerileyebileceği son noktadır. Amerika’da ülkemize göre bu konuda çok daha fazla araştırma, raporlama ve sonuç analizi yapılmakta. Bu araştırmalardan birisine göre de 1940 sonrası ciddi bir ivme kazanan gazete baskıları 1970’lerde zirve yapıp 2000 yılından itibaren de bir alçalmaya maruz kalıyor. Ta ki 2017’ye kadar. Bu tarihten sonra yaklaşık 1,5-2 yıldır sanki yatağını bulmuş bir akarsu gibi kararlı seyretmekte.

Bu türe ihtiyaç hisseden bir kitle hep vardı ve var olacaktır. Sorun ne kadar ihtiyaç hatta ihtiyaç mı olduğundan öte nasıl yürütülmesi gerektiği üzerinde doğru dürüst bir tartışmanın ya da çalışmanın olmamasıdır.

Neden ihtiyaç?

Geleneksel medya daha özelde basılı gazete eğer bir ihtiyaç değilse neden hala çıkarılıyor? Bu kuruluşların içinde istihdam edilen kişilerin aylık maişetleri için olduğu olmasa gerektir.

Bugün tüm medya kanallarına baktığımızda niteliksel kaynağın geleneksel gazeteler olduğunu görüyoruz. TV’lerde gazete manşetleri okunuyor, gazetelerde yapılan özel haberler TV ya da internet haber sitelerinde manşete taşınıyor, gazeteci hüviyetinde ekranlara çıkan, YouTube kanallarında yorumlayan vesair kim var ise gazete mutfağından geçmiş insanlardan oluşuyor.

Basılı gazetesi olan internet haber sitesi daha muteber, basılı gazeteden alınmış haber daha güvenilir ve basılı gazete editörü daha dikkatli çalışmaktadır.

Dolayısıyla sunum şekilleri/yolları dijitalleşse de üretim yapılan mutfak mevcut geleneksel haliyle geri silinebilen ya da düzeltilebilen dijital haberciliğin verdiği rahatlığa karşın baskı kalıbına gidene kadar en az üç farklı gözün/zihnin süzgecinden geçmesiyle daha güvenilir ve niteliklidir.