Wuhan’da 2019 yılının son günlerinde ortaya çıkan salgın hastalığın birkaç ay sonra dünyanın ana gündemine oturacağını, siyaset ve sosyal hayatın en önemli konusu olacağını sanırım kimse tahmin edemiyordu.

Dünyadaki tüm devletlerin ve toplumların şu an en önemli gündemi Koronavirüs salgınıdır. Liderler mesailerinin önemli bir kısmını ve günlük konuşmalarını bu önemli konuya ayırmaktalar.

Daha önceki yıllarda ve asırlarda milyonlarca insanı hayattan koparan, devletleri sarsan, sosyal hayatı derinden etkileyen salgın hastalıklar gibi Coornavirüs salgını da şu ana kadar dünya genelinde 10 binin üzerinde can aldı. Bu hastalıktan etkilenenlerin resmi sayısı da 250 bini geçmiş durumda. Bu rakamlar giderek de katlanmakta.

Önceki asırlarda salgın hastalıklar aylar sonra hatta bir kaç yıl içinde dünya geneline yayılma istidadı göstermekteydi. Gemilerle seyahat eden yolcular vasıtasıyla limanlar salgınların yayılma noktalarıydı. Sonraki yıllarda trenlerin de yaygınlaşması ile de Garlar ve bu yolla gelen yolcular bulaşıcı hastalıkların membaı ve etrafa taşıyıcısıydılar.

Günümüzde, ulaşım imkanlarının artması ve dünyanın global bir köy haline gelmesi ile salgınlar da, özellikle uçaklar gibi hızlı ulaşım imkanlarıyla bir kaç hafta içinde dünyanın her yerine ulaşma imkanı bulmaktadır.

Nitekim Wuhan’da çıkan ve koronavirüs olarak adlandırılan hastalık da bir kaç hafta içinde neredeyse dünyanın her tarafında görülmeye başlandı. İşin ilginç yanı hastalığın membaı olarak görülen Çin’de üç ayın sonunda ölüm oranları normale düşerken, Çin dışındaki ülkelerde hız kesmeden çoğalmakta ve can almaya devam etmektedir. Hatta DSÖ’den dün yapılan açıklamada Wuhan’da yeni vaka sayısının sıfır olduğu dünyaya duyuruldu. Yani Çin bu hastalığın üstesinden gelmiş görünmektedir.

Şu anda koronavirüs salgınından en fazla can kaybın yaşayan ülke 4 binin üzerinde ölüm vakasıyla İtalya’dır. Diğer Avrupa ülkelerinde de sayı giderek artmakta ve zamanında önlem alınmaması ile ilgili de siyasi çalkantılara sebep olmaktadır.

Çok sayıda ülke sınırlarını kapatarak, adeta kendi kabukları içine çekilmiş durumdadır. Dev şirketler faaliyetlerini kısıtlamışlar, havayolu taşımacılığı büyük oranda durmuş ve dünya ekonomisi İkinci Dünya Savaşından beri ilk defa bu kadar tedirgin ve belirsiz bir ortama girmiştir.

Salgın hastalıkların şakası elbette yoktur. Önlem alınmazsa uğradığı yerleri yok eder, insanları zamansız olarak hayattan koparır. Geçmiş asırlarda devletleri sarsan, yok eden, milletlerin kaderine yön veren, orduları perişan eden ve milyonlarca insanı öldüren çok sayıda salgın hastalık olmuştur.

Amerika ile Çin arasında ticaret savaşlarının devam ettiği bir ortamda bu hastalığın ortaya çıkması çok sayıda senaryoyu da gündeme taşımıştır. Elbette zaman her şeyi gösterecektir fakat gerçek olan ortada bir salgının olduğu ve bu salgın hastalığın da insanları hayattan alıp götürdüğüdür.

Türkiye’de bu hastalıktan şu ana kadar altı yüzün üzerinde vaka ve dokuz kadar da ölüm bulunmaktadır. Alınan önlemler çok büyüktür.

Dünyayı etkileyen ve ekonomik olarak sarsan bu salgının arka planında elbette siyasi hesaplaşmalar olabilir. Bu aşamadan sonra da olabilir. Fakat bireyler olarak bizler, müsamahası olmayan bu salgının yayılmasını önlemek için kurallara harfiyen uymamız şarttır.

Temizliğe riayet, tedbir ve tedirginlikten kaçınmak yaşamımızın bir parçası olmalıdır.