Önceki gün ana muhalefet partisinin lideri(!) ekranların karşısına geçip iktidarın pandemi sürecini iyi yönetemediğini söyleyerek çözümün ‘’kahvehanelerde oynanan pişpirik oyununda her defasında yeniden sıfır kâğıt açılmasından geçtiğini’’ söyledi. O nasıl bir lakırdı deyip sakın ha gülmeyin! Bunları 83 milyonun gözünün içine baka baka, paçasını Canan’a kaptıran ve maske-mesafe-hijyen kurallarını hiçe sayan, nutku tutulmuş aklın ürünü olan bu müflis siyasi figür söyledi. Deli saçması gibi değil mi? Hadi bizimkiler bunu düşünemedi de fersah fersah ötelerde ölü sayısı 200.000’i geçen Trump’ın Amerika’sı niye düşünemedi acaba? Aşk olsun! Neden daha önce bunu söylemedin? Yazık değil mi tüm dünyada vefat eden sayısı neredeyse bir milyona ulaştı! Sözlerimi bu konuda daha fazla israf etmek istemiyorum. Çünkü ‘’bu adamın arkasından gitmek buz dağını nefesinle eritmek gibi bir şey…’’Şeyh Edebali’nin güzel bir sözü geldi aklıma: “Akıl baştan çıkarsa ‘Deli’ diyorlar. Sen dünyadan çıkarsan ‘Ölü’ diyorlar. Dünya senden çıkarsa ‘Velî’ diyorlar.’’ Akıl diyorum ne büyük nimet, varlığının farkında olanlara. Allah olmayanlara da versin inşallah…

Kıymetli dostlar biz kendi gündemimize dönelim. Çünkü bizim çok daha mühim işlerimiz var. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bir taraftan tüm sağlık çalışanlarımızla birlikte Covid-19 ile var gücüyle mücadele ederken, diğer taraftan da ülkemizi çevrelemeye çalışan soysuzlara ‘’One Minute ve Dünya beşten büyüktür’’ sözlerinin referansıyla “Doğu Akdeniz‘de ve Ege’de hiçbir haydutluğa müsaade etmeyeceğiz’’ diyerek tüm dünyaya yine ayar veriyor. Bir dünya lideri olarak; Başta ‘AB, BM ve NATO ülkeleri olmak üzere, özelde ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İsrail ve Yunanistan’ı’ sigaya çekiyor. Müslüman elbisesi giymiş olan başta Suud ve BAE olmak üzere tüm satılmış Arap ülkelerine de ince bir mesaj veriyor. Kıymetli dostlar, ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişirmiş. Zora düşman olmak öyle her babayiğidin işi değildir. Liderlik ise her kişinin değil, er kişinin işidir. Liderliğin yolu da cesaret ve takvâdan geçer. Liderlik cesaret ister, lider cesur ise bu tüm millete sirayet eder. Cesaret olmadan hiçbir şey yapmak mümkün değildir. Cesaretin olduğu yerde esaret olmaz. Ne diyordu atamız Yavuz Sultan Selim; “Cesaret zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık da ölüme götürür.” Cesur ruhlu büyük düşünen kafaların hedefleri de büyük olur. Geothe ile devam edelim “Malını kaybeden bir şey kaybetmiştir. Onurunu kaybeden çok şey kaybetmiştir. Cesaretini kaybeden ise, her şeyini kaybetmiştir.”

Kıymetli dostlar; ülkemizin yeniden kuşatılmaya çalışıldığı bu zor günlerde bize düşen;“Alın teri ile ıslanmış yiğit bir zekâya sahip olan liderimizin arkasında mıh gibi durmak, birlik ve beraberliğimize hiç olmadığı kadar sahip çıkmaktır.”15 Temmuz’da yaptığımız gibi. Kalplerimizde ‘Vatan, iman ve Allah sevgisi’ olduğu sürece asla endişeye mahal yoktur. Unutmayasınız! Tarihin her evresinde ancak ‘birlik, beraberlik ve kardeşlik’ ruhu içinde mücadele verenler muzaffer olmuşlardır. Tarih boyunca bizi biz yapan ve ayakta tutanda işte bu millî ve manevî değerlerimiz olmuştur. Birlik ve beraberliğin Allah (c.c) katında ne denli önemli olduğu Rabbimiz bizler şöyle ifade ediyor; “Hep birlikte Allah’ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.” (Al-i İmran, 3/103)

Ezcümle demem o ki dostlar; huzur ve güven içinde yaşayabilmemiz için; bir olmak beraber olmak ve daima güçlü olmak zorundayız. Güçlü olmanın en önemli şartı ise; milletçe dayanışma, birlik ve beraberlik içinde bulunmaktan geçmektedir. Geçmişte ecdadımıza, Osmanlı’ya karşı kurulan ittifaklar bugün yeniden ayağa kalkan ve ‘Yükselen Türkiye’ye’ kurulmaktadır. Ancak anlamadıkları şu ki; Türkiye, yüzyıl öncesinin Türkiye’si değildir! Türkiye, bugün itibarı ile bölgesinin en güçlü devletidir. İnsanın mahiyeti zor günde belli olurmuş. Zaman, birlik ve beraberlik zamanıdır. Ülke olarak tek vücut olmamız gereken; her türlü görüş ayrılığını bir kenara bırakıp milletimizin, devletimizin arkasında olmamız gereken kritik günlerden geçiyoruz. Türkiye, bugün geldiği nokta itibarı ile necip milleti ve tüm askeri güçleri ile her türlü sorunun üstesinden gelecek güce sahiptir. Elhamdülillah. Türkiye’nin kabul etmediği hiçbir çözümün, ne masada ne de sahada yaşama ve uygulanma şansı yoktur. Ve dahi bilesiniz ki artık sırtımızda geçmişin kamburu da yoktur…

Selametle…