Geçtiğimiz yıl ülkemize gelen yabancı yatırımların oranında ve miktarında çok ciddi düşüş yaşanıldı.

Gelişmekte olan bir ülke olarak dışarıdan gelen yatırımların önemi gelişmişlik düzeyimizi ve ekonomimizi yakından ilgilendireceği için son derece önemli bir konudur.

Özellikle 2010’dan önce ülkemize dışarıdan gelen sermaye miktarlarında çok ciddi artışlar yaşandı. Fakat sonrasında düşüşlerin görülmeye başlamasıyla birlikte 2020 yılına geldiğinde yaklaşık %40’ın üzerinde bir oranla yabancı yatırımın ülkemizden çıktığına şahit olundu.

Oran çok ama çok yüksek düzeylerde eğer ciddi önlem alınmaz ise bu oran 2021 yılı için daha da yüksek seviyelere çıkabilir.

Yabancı yatırım için olmazsa olmaz en önemli konu yatırımın yapılacağı ülkenin hukuk mekanizmasının iyi ve adil işlemesidir. Bu anlamda kısa zaman içerisinde bazı reformların yapılacağı yetkili kurumlar tarafından açıklandı ve biran önce hayata geçirilmesi ekonomi çevreleri tarafından da dikkatle merakla izleniyor.

Dünyanın her yerinde para her zaman güvenli liman arar ve güvenin olduğu her yerde yatırım oranları da oldukça yüksektir. Eğer güvenli liman olmadığınız anlaşılırsa da para oradan hemen bir başka limana doğru yol alır.

Ülkemiz birçok yönden kendi coğrafyasındaki ülkelerin çoğundan taşıdığı özelikleri bakımından zengindir.

Zenginliğimizi iyi kullanabilirsek yansımaları olumlu kullanamaz isek her alanda ciddi sorunlar yumağıyla karşı karşıya kalabilecek bir durum yaşama olasılığımız artmış olacaktır.

Öncelikle sahip olduğumuz 82 milyonluk nüfusumuzla ciddi bir pazar büyüklüğüne ulaşmış bir ülke konumundayız.

Bu özelliğimiz yabancı yatırımın gelmesinde ki en önemli ekonomik faktörlerden olup bunu ön plana çıkararak hareket etmeliyiz. Ama bunu yaparken de kişi başına düşen milli geliri artırıcı ekonomi politikalarını uygulamak zorundayız.

Şayet milli gelir düşük olursa zaten genel ihtiyaçlarını zor görebilen bir ülkeye yabancı yatırımın gelmesi mümkün olmayacaktır. Bununla ilgili tüm yönler ön plana alınarak çalışılmalıdır.

Dış ticaret hacmimiz ile gayri safi milli hasılamız arasındaki oranın iyi seviyelerde olması da yabancı yatırımı cezbeden bir başka konu başlığıdır. Dolayısıyla ihracat rakamlarımızı artırıcı yönde hareket alanımız genişletilmeli ve bu anlamda üretim ekonomisinin yanında hareket edilmelidir.

Jeopolitik konumumuzu iyi kullanabilmekte bir başka konudur. Doğu ile Batı’nın arasındaki köprü konumumuzu iyi kullandığımız takdirde de yabancı yatırım miktar ve oranları iyi seviyelere gelecektir.

Avrupa ülkelerine göre daha genç bir nüfusa sahibiz ve elimizdeki bu gücü verimliliğin artmasının yanında işçilik maliyetlerinin düştüğü bir konumda değerlendirebilirsek yatırım daha da fazlalaşacaktır.

Dünyada bundan sonraki periyotta işçilik maliyetlerini minimize, emek verimliliğini ise maksimize edebilen ülkelerin önü son derece açıktır. Bunu beceremeyenlerin ise gelişmişlik noktasında yol alabilmeleri pek mümkün değildir.

Altyapı sistemlerimizi en iyi seviyelere getirmenin yanında verilecek teşvik miktarlarının yanında verimlilikleri de diğer önemli konular arasında yabancı yatırımlarla ilgili.

Son olarak ticaret açıklarımızı da iyi konumlara getirdiğimizde yabancı yatırımların geldiği yerli yatırımların ülke dışına çıkmadığı iyi bir seviyede olmamız daha da mümkün hale gelecektir.