Bildiğiniz gibi hükümetimiz, son yıllarda savunma ve enerji alanında yapmış olduğu yatırımlarla ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtarmaya çalışıyor.

Savunma sanayinde yapılan yatırımlarla dışa bağımlılığı çok büyük oranda bitirdik hamdolsun… Nükleer enerji alanında çalışmalar yapıldı ve yapılmakta, petrol ve doğalgaz aramak için araştırma gemileri alındı. Uzun zamandır başta Akdeniz olmak üzere Karadeniz ve farklı birçok alanda petrol ve doğalgaz arama çalışması yapılmaktaydı.

Hamdolsun ki en sonunda Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi. Fatih Sondaj Gemisi, Karadeniz’de Tuna-1 bölgesinde 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetti.

Doğal olarak her Türk vatandaşı, böyle bir haber karşısında çok sevindi. Bu haber, ülkemizin geleceği açısından, enerji alanında dışa bağımlılıktan kurtulma bakımından önemli bir müjdeydi şüphesiz.

Ancak böyle bir haber karşısında bile sevinemeyen, içten içe kine ve nefret besleyen vatansız, milliyetsiz hainler var. Devletimizin dola gaz keşfettiğini ve iki yıl içinde bu gazın çıkarılıp ülkemizin hizmetine sunulacağını öğrenen vatansızlarda öyle bir gaz sıkışması yaşandı ki bu gaz sıkışmasıyla kıvrım kıvrım kıvrandılar.

Ne doğrudan gazın çıkarılmasından rahatsızız, ülkemizin refaha ulaşmasını istemiyoruz diyebildiler ne de ülkemizin ve milletimizin sevincine ortak olabildiler. Ülkemiz için önemli olan bu gelişmeyi, müjdeyi itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni arkalarına koymadılar.

Islak saçlarıyla ekran karşısına çıkıp ahkâm kesenleri mi dersiniz, doğalgazın çıkarılmasının çok maliyetli olacağını söyleyip ithalatın devamını isteyenleri mi dersiniz, bu keşfin millete yansıması olmayacağını iddia edenleri mi dersiniz? Bu büyük müjdeyi hafife almak, itibarsızlaştırmak için gaz sıkışmasıyla hâlâ kıvrım kıvrım kıvranıyorlar.

Bunların bu yaptıkları ne ilk ne de son…

Ülke ve millet lehine bugüne kadar yapılan ne varsa hep provoke ettiler, hep karşısında durdular, hep ülke ve millet aleyhine çalıştılar, ülke ve millet aleyhine çalışanlarla hep birlik oldular.

Ülkemizi ve yöneticilerini Avrupa’ya, Amerika’ya şikâyet ettiler; ülkemizin güvenli olmadığını ve ülkemize gelmemelerini söylediler, ülkemizin ekonomik olarak zarar görmesi için ellerinde gelen yaptılar.

Ancak tüm bunları yaparken de en vatansever, en fedakâr hep kendilerini gösterdiler, hep kendileri gibi düşünmeyen gerçek vatanseverleri ise hain olarak yaftaladılar.

Ancak Ziya Paşa’nın bu durumları ve kişileri açıklayan çok güzel beyitleri vardır:

Âyinesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz,

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde…

(Kişinin aynası yaptığı işlerdir, laflarına bakılmaz; çünkü kişinin aklının seviyesi ancak yaptığı işlerle ortaya çıkar.)

Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma,

Zer-dûz palan vursan da eşek yine eşektir…

(Kötü yaradılışlı birine üniforma ya da gösterişli, pahalı giysiler soyluluk verir mi hiç; eşeğe altın işlemeli semer vursan da eşek yine eşektir.)

Sâdıkları tahkir ile red kâide oldu,

Hırsızlara ikram-ü inâyet yeni çıktı…

(Vatanına, milletine bağlı olanları aşağılamak ve onları reddetmek kural haline geldi, hırsızlara ikramda bulunmak ve yardım etmek ise yeni çıktı.)

Hak söyleyen evvel dahi menfur idi gerçi,

Hâinlere amma ki riâyet yeni çıktı…

(Gerçi eskiden de doğruyu söyleyenlerden nefret edilirdi ama hainlere saygı göstermek, onları koruyup kollamak, onların emirlerine uymak yeni çıktı.)

Yine Ziya Paşa, şunu da söylemiştir:

İnsana sadâkat yaraşır görse de ikrah,

Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah…

(İnsan hayatta ne kadar çok hile ve kötülükle karşılaşsa da Allah’a ve vatanına bağlılıktan vazgeçmemelidir; çünkü Allah doğruların yardımcısıdır.)