On yıllardır böyle bir müjdeyi bekledik.

“Ya çıkarsa” hayali her bir vatandaşın yüzünde tebessüme neden oluyordu.

Karadan olmadı.

Allah denizden verdi.

Karadeniz’de Sakarya sahasında 320 milyar metreküplük bir doğal gaz rezervi halkımız için bir dönüm noktasıydı.

Hep birlikte sevindik.

Fakat bir kısım kesim var ki onları ayrı tutuyorum.

Mevzu siyaset olunca özellikle ana muhalefet partisine gözler çevriliyor.

Müjdeyi şenlik havasına çevirecek atmosfer, birlik-beraberlik duygusundan neşet edecekti. Ama eksik kaldı. Sürpriz miydi? Hayır. Biz biliyoruz ki; CHP’li Engin Altay TBMM’de, “Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok” demişti.

Müjde ilan edildikten sonra bir baktık ki CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk şoku atlatamamış olsa gerek, partililere yönelik konuya dair konuşmama talimatı verdi.

Parti sözcüsü ise müjdenin üzerinden üç gün geçtikten sonra açıklama yapabildi.

Açıklamada iktidara tebrik, yer almadı. Ancak doğal gaz çıkarıldıktan sonra, kazanım halka döndüğünde yani üç yıl sonra değerlendirebileceklerini ifade ettiler.

*

Teamüllere göre milli meselelerde ortak duygu ortaya çıkar / çıkmalıdır.

Siyasetin kitabında ortak sevinç ve ortak acının önemli bir yeri vardır.

Fakat ne yazık ki bu ilke, bazı siyasi partiler için askıda kalıyor.

Milletin sevinci, kendilerini mutlu etmeye yetmiyorsa o zaman sormak lazım; Kaderinizi milletten ayrı mı görüyorsunuz?

ÜLKEMİ ŞARTSIZ-KOŞULSUZ SEVİYORUM

Ülkeni, vatanını, toprağını tıpkı çocuğunu sever gibi şartsız-koşulsuz sevmelisin.

‘Şartlı sevgi’ sorunlu bir ilişki biçimidir.

Eğer çocuğuna “çalışkan olursan, uslu olursan seni severim” mesajı verirsen bu, şartlı sevgi olur.

Ülken için de “bana oy verdiğinde, beni iktidar yaptığında” diye şart koşarsan orada siyasetin dili dönmez, kelimeler tükenir…

Yaptığın siyaset değil belki ticarettir, belki menfaatperestliktir, belki başka bir şeydir.