Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Bedir Savaşı’nda ellerini açıp sana şöyle dua etmişti ya…

Allah’ım! Şayet şu bir avuç insan yok olursa yeryüzünde sana ibadet eden kimse kalmayacak…

Üç bin melek inmişti semadan!

Biz de şimdi sana öyle yakarıyoruz, ya ilahi, Türkiye’mizi de esir alırlarsa yeryüzünde zalimlere dur diyecek, mazlumlara destek olacak kimse kalmayacak! 

Haksızlığa uğrayanların hakkını haykıran beldemize hazan vurursa ümmetin yaralarını kim saracak…

Ömer’siz kalmış bu kan kusan ümmet ve insanlık bundan daha vahşi çağı yaşayacak…

Lidersizlik sancısı içinde yüz yıldır diri diri yakılan bu ümmete bir baş geldi, dünyasını dar ediyorlar, izin verme Allah’ım…

Verme ki Doğu’nun yetim çocukları daha da artmasın…

Verme ki Batı daha fazla kanımızı dökmeye cüret edemesin…

Lakin zalime kafa tutan Türkiye düşerse durum çağın en kötü çağı olacak…

Karanlık çağın karanlığı zifiri olacak…

Endülüs’ten beri…

Soyumuzu, dinimizi kurutmak istiyorlar…

Anadolu topraklarında milyonlarca insanın kanını akıtmanın planlarını kuruyorlar…

Ayasofya’da çan sesi…

İstanbul’un sokaklarında Haçlı istilası istiyorlar…

Müslümanların son ümidi olan Türkiye’mize yardım eyle ilahi diye yalvarıyoruz…

Bizi uyandır ve silkele Allah’ım diye haykırıyoruz…

Kabe’de edilen dua hürmetine galip eyle bizi ve ordumuzu Allah’ım…

Yoksa zalimlerin mazluma karşı korkunç iştahı daha da artacak…

Dünya insanlıktan çıkmış kötülere kalacak…

Bu köşeden defalarca bu minval üzere yazılar yazmaya çalıştım…

Hepsi birbirine benzemiş olsa dahi usanmadan yazdım…

Yazdıklarıma ağladım…

Ümmetin ve insanoğlunun Türkiye’nin ayakta duruşuna ihtiyacı var sözünü hiç bıkmadan haykırdım…

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde kendimi bulduğum On Beş Temmuz gecesi hep şu söz dökülüyordu dilimizden, Allah’ım, Abdülhamid’imizi düşürme…

Bu söz siyaseten söylenmiş bir söz değildi…

Hiçbir zaman bir ikbalin içinde olmadık…

Bir lideri bu kadar sıkı tutuyorsak…

Lider diye yazılıp ümmet diye okunduğu içindi…

Yüz yıl sonra geldiği içindi…

Dedelerimiz ve bizler çok beklemiştik, kıymetini bilmek içindi…

Bu ikrama hürmetsizlik bizi bin yıl geriye götürürdü, götürmesin diyeydi kardeşçe sevgimiz…

Güneydoğu’nun güzel abisi sosyal medyadan mesaj atıyor, yazılarınızı Kürtçeye çevirip kalabalıklara okuyoruz, bizleri sahipsiz koymayın diyor…

Yanı başımızda Metin Arpacı Abi, Doğu’nun hüzünlü baharında bizler sizlerden güç alıyoruz, ne olur daha çok dik durun diyor…

Sözlerinizi dua kabul edip gözlerimiz yaşlı yaşlı amin diyoruz diyor…

Nasıl önemli bir milletiz ki dünyada her bir insan biz ayakta kaldıkça iyilik galip gelecek diyor…

Nasıl bir kader yüklemiş Allah omuzlarımıza ki insanlık zalimi durdurabilecek tek millet sizlersiniz diyor…

Biz hakkı haykırdıkça Doğu’daki kardeşine Hira’dan can geliyor…

Asya’ya, Balkanlara sanki melekler ordusu yağıyor…

Senin sancağın düşmesin diye ümmet secdelerde gözyaşları içinde dua ediyor…

Bir bir yıkılan İslam beldelerindeki kalelerimiz acılarımıza yenilerini ekliyor…

Kalplerimize yeni derin umarsız izler çiziyor…

İslam’ın özünün en iyi temsil edildiği Müslümanların beldesi olan cihan devletimizin kadim toprağı Türkiye’miz düşerse yeryüzünde umudu tükenmiş mazlumların tutunacak kimseleri kalmaz ilahi…

Dünyanın değişim sancısı çektiğini bilmeyen yok…

Zulüm ile abat olamayacakları son tümsekte insanlık katilleri…

O yüzden bizi galip eyle ilahi…

Galip et ki Kabe’ye karışsın Ayasofya’daki ezanın sesi…

Tükensin insanlığın kökünü kazıyan şeytanın elçileri…

Bir millet vuruldukça kalbinden birleşiyorsa bizi yenemeyecekler…

Bizi bölemeyecekler…

Başaramayacaklar…

Allah için kardeşler, biraz daha sabır ile elimizden gelenden fazlasını yapalım…

Bu kadim coğrafyanın sancağı altında ümmet olalım, bir olalım…

Dünyayı değiştireceğimize önce kendimiz inanalım…