İmam hatipler,  14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti iktidara geldikten bir yıl sonra 13 Ekim 1951’de imam hatip okulu adıyla milletimizin karşı konulmaz talepleri karşısında açılmak zorunda kalınmıştı. Daha sonra imam hatip ortaokullarının ardından lise kısımlarının da açılmasıyla imam hatip lisesi adını almış ve 4+3, yedi yıllık okullara dönüşmüştür.

Sonrasında ise bu okullar çeşitli başarı hikâyeleri yazmış ve milletin gönlünde müstesna bir yer edinmiştir.

Yıllarca Kuran öğrenmesi, okuması yasaklanan; camileri yakılıp yıkılıp kapatılan, ezanı Türkçeleştirilmek bahanesiyle ucubeleştirilen, âlimleri ve önde gelen hocaları akla hayale gelmeyecek çeşitli zulümler görüp asılan bir millet için imam hatip okulları âdeta can damarı olmuştu.

Namaz kıldıracak, cenazeleri kaldıracak, Kuran okuyacak bir kişi bile kalmayan köylerde, beldelerde insanlar dinden, diyanetten uzak yaşamak zorunda kalmış ve çilekeş milletimiz için imam hatip okulları büyük bir umut olmuştur.

Milletimiz; dişinden tırnağından kısarak biriktirdiği paralarla imam hatip okulları inşa etmiş, ihtiyaç sahibi öğrencilerin buralarda eğitim görmesini sağlamıştır.

Ancak imam hatip okullarını milletin meşru taleplerini karşılamaktan başka seçeneği kalmadığı için açmak zorunda kalan malum zihniyet; okulları da boş bırakmak istememiş, kendilerine hizmet edecek yeni nesiller yetiştirmek için imam hatip okullarını kullanmak istemiştir. İmam hatipleri kendi istek ve beklentilerine uygun bir din anlayışı inşa etmek için araç hâline getirmek istemişlerdir. Bunun için de imam hatipler ilk açıldığında okullarda Kuran-ı Kerim’i aslına uygun olarak değil de Türkçe olarak okutmak istemişler ve üç dört yıl da böyle olmuştur.

Ancak kısa süre içinde su akıp yolunu bulmuş, imam hatipler onların istediği gibi değil de olması gerektiği gibi bir noktaya evrilmiştir.

İşte bu noktadan sonra malum kesim ve hâkim zihniyet, imam hatip liselerine cephe almış; âdeta imam hatip okullarını düşman belleyip bu okulların önünü kesmek için akla hayale gelmeyecek engeller çıkarmışlardır.

28 Şubat sürecine gelindiğinde ise sekiz yıllık kesintisiz eğitim zırvasıyla imam hatip ortaokullarını kapatmışlardır. Katsayı engeliyle imam hatip lisesi mezunlarının üniversitelere girmelerinin önüne geçmişlerdir.

Belli kesimlerin istediği gibi değerlerinden uzaklaşmış, sadece dünya için yaşayan, nefsinin kölesi olmuş, sapık ve sapkın bireyler yetiştirilmesinin önünde engel görüldüğü için imam hatipler hep hedefte olmuştur.

İmam hatiplerden hain çıkmaz.

İmam hatiplerden İŞİD gibi sapkın, PKK gibi ateist örgütler için terörist çıkmaz.

İmam hatiplerden nefsinin kölesi olmuş, sadece cinsellik için yaşayan sapıklar yetişmez.

İmam hatiplerden bu milletin değerlerine, geleneklerine düşman; kefereye dost bireyler yetişmez.

Bir imam hatipli çıkmış, kendini ülkenin ve milletin sahibi sanan sapık zihniyetin onlarca yılda inşa ettiği zulüm düzenini kısa sürede değiştirmiş, milletle devleti barıştırmış ve Türkiye’nin Türkiye’den ibaret olmadığını dünya âleme göstermiştir.

Bunun sonucunda malum kesimin kini, öfkesi daha artmış ve lağım saçan ağızlarıyla imam hatiplere ve imam hatiplilere saldırılarını artırmışlardır.

Ancak şu da bilinmelidir ki bu ülkenin mayası olan imam hatipleri ve imam hatiplileri mayası bozuk üç beş sapığın, sapkının, hainin iftiraları, karalamaları, hakaretleri lekeleyemeyecektir!..