Bu yazıyı okuduktan sonra güneş gözlüğünüze artık farklı bir gözle bakacaksınız. Neden mi ? İşte sebepleri…

İnsan vücudunda olan biten her şey yani ‘’metabolizma ‘’olayları merkezi bir ayarlama ile  düzenlenir ve buna göre çalışır. 24 saatlik bu ritim ve düzen ‘’sirkadyan ritim’’ olarak adlandırılır.  Sirkadyan kelimesi Latince “circa’’ (yaklaşık) ve “diem’’ (gün) kelimelerinden türemiştir ve “yaklaşık olarak bir gün’’ anlamındadır.

Peki nedir bu sirkadyan ritim ve ne işe yarar ?

Sirkadyan ritmi kısaca biyolojik saat olarak da tanımlayabiliriz. Biz farkında olsak da olmasak da vücudumuzun içinde yerleşmiş ve tüm yaşamsal olayları düzenleyen bir biyolojik saat vardır.Her şeyi uyum içinde tutan ana biyolojik saat, insanlarda beyinde, hipotalamus bölgesinde bulunan bir grup sinir hücresidir ve suprakiasmatik nukleus (SCN) adı verilmiştir. Bunu (SCN) bir orkestra şefi gibi düşünebiliriz. Yani, bütün enstrüman gruplarının kendi aralarında ve hep beraber uyum içinde müzik eserini seslendirebilmesi SCN vasıtasıyla olur. SCN dışında, vücutta birçok organ ve hücrede birbirinden yarı bağımsız sirkadyan ritim saatleri bulunur. Kalp, akciğerler, karaciğer, pankreas, iskelet kası, yağ doku, böbrek ve diğer bazı dokularda bulunan bu saatlere “periferik sirkadyan saatler’’ denir. İşte bilim adamlarının “hücresel zeka’’ olarak adlandırdıkları kavram, vücudun tüm ritmini düzenleyen bu sirkadyan ritim saatleri vasıtasıyla oluşur.

Doğada sirkadyan ritimlerin birincil başlatıcı etkeni ışıktır. Işık gözden girdiğinde retinadan geçerek optik sinirler vasıtasıyla SCN’a ulaştırılır. SCN yapısında, yaklaşık 20.000 nöronun oluşturduğu bir nöron ağı vardır. SCN, gündüz ve gece uzunluğu hakkında bilgiyi retinadan gelen ışık vasıtasıyla alır, değerlendirir ve hormon salgılayan hücrelere bilgileri iletir. Buna göre melatonin adlı hormonun salgılanması düzenlenir. Melatonin hem sirkadyan ritmi, hem de buna bağlı birçok metabolizma olayını (uyku-uyanıklık döngüsü vb.) düzenleyen hormondur.

Günışığı, vücudun iç biyolojik saatinin her gün yaklaşık 24 saatlik periyoda ayarlanmasında en önemli faktörlerden biridir.  Sirkadyan ritimler canlıların beslenme ve uyuma, hücresel yenilenme, vücut metabolizması, hormonal sekresyon, vücut ısısı, kan glukoz düzeyi ve iyon geçişleri, davranış ve zihinsel değişimler, kalp hızı, kan basıncı, bağışıklık cevabının oluşması, iştahın düzenlenmesi, hücrede enerji kullanımı ve daha birçok süreçlerin oluşmasında oldukça önemlidir.

Vücudun normal sirkadyan ritmini bozucu etkiler, sağlıkla ilgili ciddi problemlere yol açar.

Gün ışığından uzak uzun saatler geçirmek, uykusuzluk  bu ritmi bozan önemli etkenlerdir. Ayrıca uyurken suni aydınlatmaya maruz kalmak, akşam ve gece geç saatlerde TV, bilgisayar vb elektronik cihazlarla meşgul olmak da  beyinde melatonin salgısını baskılamaktadır.  Günlük hayatta  güneş gözlüğü kullanmak da bu ritmi ciddi derecede bozmaktadır.  Koyu renkli camlarla gözden giren gün ışığının azaltılması beyine ‘’ akşam oluyor ‘’ uyarısı göndermekte ve bu da gündüz saatlerinde olması gereken serotonin salgısını azaltarak, gece salgılanan melatonin hormonu düzeyini arttırmaktadır. Bilimsel çalışmalar serotonin yetersizliğinin, depresyon ve buna bağlı şikayetlerin oluşmasına  yol açtığını göstermektedir.

Aslında gözden giren gün ışığını azaltmanın sadece depresyona değil, metabolizmayı birçok yönden etkileyerek ciddi hastalıklara zemin hazırladığı bilinmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar, hormonal dengeyi bozmanın uyku-uyanıklık ritmini olumsuz etkileyerek, diyabet, obezite, kalp-damar hastalıkları, bağırsak hastalıkları ve hatta kansere kadar varan etkileri olduğunu göstermektedir.

Kısaca gün ışığı ve güneş, insan metabolizması için yaşam kaynağıdır ve dosttur. Yaptığınız seçimlerle bunu hastalık kaynağı veya  düşman haline getirmek sizin elinizdedir.

Yazarın web adresi: www.emineakin.com