Ne zaman Türkiye’nin dışına çıksam büyük bir moral depoluyorum. Türkiye’ye döner dönmez yine iç gündemlerin kavurucu ateşi kuşatıyor ve hızlı bir şekilde demoralize oluyorum. Dünyanın her yerinde Türkiye’den beklentiler çok fazla, bizim buradan tabiri caizse “işletme körlüğü” içinde göremediğimiz önemimiz dışarıdan daha iyi görünüyor. Geçen hafta Afrika’da Cezayir, Gambiya ve Senegal’e yaptığımız gezinin notlarını kısmen aktarmıştım. Bugün size kalan notları aktaracağım.

Senegal’de ikili görüşme toplantısına erken gittim ve rastgele bir masadaki işadamına selam verdim. Hal hatır sorduktan sonra aklımda olan soruyu sordum. Senegal’in tam ortasında Gambiya Nehri’nin kenarında 2.000.000 nüfuslu bir ülke nereden çıktı? Aynı coğrafyayı kullanan iki ülke beraber olsa daha güçlü olmaz mı? Türkiye’ye defalarca gelmiş beyefendi ilginç bir cevap verdi. “Fransızlar ve İngilizler kıtayı paylaşırken genelde doğu Afrika İngilizlere Batı Afrika Fransızlara bırakılıyor. İngilizler Fransızlara bir teklifte bulunuyorlar: Siz bize batıda bir limanı olan ülke verin bizde size doğuda limanı olan bir ülke verelim. Batıda Gambiya’yı İngilizler alıyor. Doğuda Cibuti’yi Fransızlar. Bu kıta masa başında emperyalistlere peşkeş çekiliyor.” Fransızların payına düşen Senegal Gambiya’dan daha iyi durumda.

Yaklaşık 15 milyon insanın yaşadığı Senegal’in yüzde 95 Müslüman. Sohbet ettiğimiz bir Senegalliye “niçin kendi ana dilinizi konuşmuyorsunuz?” diye sordum. Gülümseyerek, birkaç tane ana lisanlarının olduğunu söyledi. 1965’da bağımsız olan ülke de hâlâ Fransız etkisi kendini gösteriyor fakat insanlar durumun da farkındalar.

Fransızlardan önce Portekizliler Gambiya ve Senegal limanlarından Afrika’nın özgür insanlarını köleleştirerek Amerika’ya satmışlar. Bu gün Amerika kıtasında bulunan siyahi insanları ataları bu limanlardan köle olarak götürülmüşler. Gördüğüm kadarıyla şu anda Afrika kıtasında yaşayanlar emperyalistlerin yaptıklarını anlama düzeyindeler. Bir gün hesap sorma düzeyine de gelirler…

Senegal’le iş yapanlar burada büyük fırsatlar olduğunu söylüyorlar. Cumhurbaşkanlığı sarayında yemekte masamızda bulunan Kayserili işadamı “90 gündür buradayım, fırsatlar var ama sabır ve mücadele gerekiyor. Her şey dışarıdan göründüğü gibi değil.” dedi.

Gambiya’da olduğu gibi Senegal’de de arazi oldukça yeşil ve verimli görünüyor. Arazi verimli halk yoksulsa o ülkede yönetim sorunu var demektir. Bu ülkelerde açlık sorununun olmaması gerekir. Yoksulluğun cehaletle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Birçok ülkede yoksulluk cehaletin eseridir ve en önce yenilmesi gereken bir illettir.

Halimize şükretmek için zaman zaman ülkemizin dışına çıkmakta fayda var. Dışarıdan bakış ne kadar mesafe aldığımızı da görme imkânı veriyor. Fakat sağlıklı görüş için içerideki gündemlerden uzaklaşmak şart. Bir özel şirketin genel müdürü hanımefendi Senegalli ve Türklerin oturduğu masaya selam verdiğini ancak Türklerin selamını almadığından şikâyet etti. Bizim ülkemizde de İngiliz gibi Fransız gibi düşünmeye devam edenlerin varlığını unutmayalım. Ülkesine yabancı olanların sadece Afrika’da olduğunu sanmayın, onlar her yerdeler.