Azerbaycan işgal altındaki Dağlık Karabağ’ı geri almak için başlattığı harekatta Ermenistan’a çok ciddi zayiatlar verdirmeye devam ediyor. Ermeni devleti artık cepheye gönderecek asker bulmakta zorlanıyor. Azerbaycan askeri karşısında çaresiz kalan Ermenistan ordusu sivil yerleşim yerlerini vuruyor.

Moskova’nın araya girmesiyle 10 Ekim’de yapılan ilk ateşkes anlaşmasının üzerinden 24 saat geçmeden Ermenistan’ın, Gence kentine fırlattığı füzeler 10 sivilin canını almış, 35’ini de yaralamıştı.

15 Ekim’de de Terter kentinde defin töreni için mezarlığa giden sivillere yönelik düzenlenen saldırıda, 4 kişi hayatını kaybetmiş, 4 kişi de yaralanmıştı. O günden sonra Azerbaycan Türkleri saldırılardan korunmak için cenazelerini geceleri defnetmek zorunda kaldılar.

Ermenistan 17 Ekim’de Gence’yi füzelerle tekrar vurdu. En küçüğü 16 aylık kız çocuğu olmak üzere 13 sivil yaşamını yitirdi, 50’nin üzerinde sivil de yaralı olarak enkaz altından çıkartıldı.

Bu işlenen katliamlardan dolayı Lahey’de yargılanması gereken Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Batılı ülkelerden her türlü desteği almaya devam ediyor.

Gerçi başından beri bütün bu katliamlara zemin hazırlayan küresel güçlerden mazlumlara sahip çıkmalarını, zalimden hesap sormalarını beklemek de beyhude bir çaba olurdu. Müslümanların kanı oluk gibi aksa da bir kutup ayısı kadar dünyada gündem olmaz. Ama mazlumun ahı artık yerde kalmıyor. Zalimden hesap soran güçlü Türkiye’ye sırtını veren Azerbaycan Gence’de bebelerini vuran Ermenistan’ı Karabağ’da perişan etmeye devam ediyor.

Bizi şaşırtmayan bir diğer husus ise HDP’lilerin Ermenistan’ın cinayetlerini temize çıkarma çabaları oldu. HDP Milletvekili Garo Paylan, “Karabağ’da süren savaşta her iki taraf da sivil yerleşim yerlerine saldırılar düzenliyor. Azeri ve Ermeni güçleri, derhal sivil yerleşim yerlerine saldırıları durdurmalıdır” sözüyle tek bir sivil yerleşim yerini hedef almayan Azerbaycan’ı Ermenistan’ın işlediği insanlık suçuyla eşitleyerek katliamın üstünü örtmeye çalıştı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, “Biz hiçbir zaman sivillere saldırmayacağız. Ermenistan’a savaş meydanında cevap vereceğiz” sözleriyle düşmanlarının öğretmenleri olamayacağını Garo gibi vicdansızların yüzüne tekrar haykırdı.

Küresel güçler zalimi desteklemeye, içimizdeki hainler zulmünü perdelemeye devam etse de Azerbaycan’ı haklı davasında kimse durdurmaya güç yetiremeyecek. Zira maddi ve manevi bütün mevcudiyetiyle ölümüne Azerbaycan’ın arkasında duran kudretli bir Türkiye var. Dağlık Karabağ’ın kurtuluşu işgal altındaki Müslüman toprakların özgürlük meşalesini de yeniden yakacak inşallah.