Benim bir ustam vardı. Allah selamet versin. Lise yıllarımda yaz tatillerinde ve okuldan sonraki zamanlarımda yanında çalışırdım.

Onun kendine has gün görmemiş lafları hayatımın her evresinde bana yol gösterici olmuştur.

Apansız bazı hususlarda tüm olumsuzlukların üzerinize geldiği durumlarda Nazmi Ustam derdi ki:

“Kurt dermiş ki; Ben aslında bu eşekleri yemem ama hepsi anıra anıra üstüme üstüme geliyor!”

Gündelik hayatta da uzak durmaya çalıştığınız bazı şeyler olur olmadık zamanlarda hep üstünüze üstüne gelir.

Siz kırıp dökmeden, gayeye matuf bir şeyler yapmanın telaşı ve gayretindeyken bu türler en olmadık anda karşınıza çıkıp insicamınızı bozar, tüm iyi niyetinizi öldürüverirler.

Feraset ve umran herkesin sahip olduğu şeyler değildir.

Bunlar doğuştan sahip olunan, genetik özelliklerden ziyade emekle, bilgi, birikim, emek ve tecrübeyle oluşan/kazanılan şeylerdir.

Gözlerini ayaklarının dibinden ayırmayan, köyün minaresini kaybetmekten korkan birinin uçsuz bucaksız ufuklardan haberdar olup temaşasını boşuna beklemeyin.

Bir mahalli idareler seçimini daha geride bıraktık.

Neredeyse tamamı çoktan yeni makama terfi etti

Dünün bazı ulaşılmaz ve erişilmezleri bugünün hiç aranıp sorulmaya ihtiyaç duyulmayan, kapısı çalınmaya gerek görülmeyen yalnızlığa mahkûm kişileri oldu.

Bu döngü devam edecek…

Ufak hesaplar peşinde olanlar geleceği asla göremezler.

Bazıları çok güzel görünen tepeciklere varınca kendilerini oraya kadar sırtlarında taşıyanların gözünün önünden “ihtiyaç gidermek” bahanesiyle ya da başka bahanelerle kayboluverir, kendilerini unutturmaya çalışırlar.

Ya da “Sen devam et, ben çok yoruldum, sana ayak bağı olmayayım. Biraz dinlendikten sonra sana yetişirim” tarzında bahaneler ileri sürerler.

Asıl niyetleri o güzelim tepecikleri mesken tutmaktır.

Yani kendilerince öyle veya böyle asıl hedeflerine ulaşmışlardır.

Bilmezler ki asıl heyecan verici zirveler ve mesken tutulacak ideal yerler daha ileridedir.

Kendilerini oraya kadar getiren, sırtlarında taşıyanların niyeti ise, asıl hedefledikleri zirvelere ulaşmadan önce o tepeciklerde sadece biraz soluklanmaktır.

İster beğenelim ister beğenmeyelim; ister kabul edelim ister etmeyelim insan yapmak istedikleriyle, yapmak zorunda oldukları/kaldıkları arasında hayatını idame ettirmek durumundadır.

Sahip olunan “ufuk ve kültür” dünya yaratıldığından beridir hep ana belirleyici unsur olmuştur.

Maalesef siz hammadde halindeki cevherleri arayıp bulmanın ve de onlardan birer eser ortaya çıkarmanın derdi ve gayretindeyken bazıları çöplük eşelemenin peşinde.

Çöpten toplanan artıklarla şaheser ortaya çıkarılamaz.

Gönlünüzden güzellikler eksik olmasın, dostça ve sevgiyle kalın.