Dünya Gıda Günü, her yıl Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün 1945 yılında kuruluş tarihi olan 16 Ekim’de kutlanan uluslararası bir gündür. 1981 yılından beri Dünya Gıda Günü, dünya genelinde ortak bir odak belirlenmesi amacıyla FAO tarafından belirlenen bir tema ile kutlanmaktadır.

Geçtiğimiz yıllarda tüm dünyada çeşitli etkinlikler ile kutlanan gün, bu yıl Kovid-19 pandemisi nedeniyle ülkemizde başta FAO, Tarım ve Orman Bakanlığı, Türk Veteriner Hekimleri Birliği olmak üzere kamu, özel sektör, meslek ve sivil toplum örgütleri ve akademik camiada dijital etkinlikler ile kutlanacaktır.

Bundan 40 yıl önce belirlenen ilk tema “Gıda Önce Gelir” iken 2020 yılının teması “Hep Birlikte Büyütelim, Besleyelim ve Sürdürelim” olarak belirlendi. Bu yılın elbette ayrı bir önemi var. Pandeminin oluşturduğu gıda güvenliği, beslenme ve geçim kaynaklarına yönelik tehditlerin ancak topyekûn bir mücadele ile aşılabileceği vurgulanmak istenmekte.

Çünkü her türlü imkâna rağmen açlığın hüküm sürdüğü bir gezegende yaşıyoruz. FAO’ya göre dünyada 2 milyardan fazla insanın güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya düzenli erişimi yok. Ayrıca küresel nüfusun 2050 yılına kadar 10 milyara ulaşması beklendiğinden gerekli girişimlerde bulunulmadığında bu durumun yıllar içerisinde daha da kötü bir hal alacağı ön görülüyor. Kovid-19 pandemisi de bu süreci ciddi olarak etkiledi. Salgından önce 690 milyon kişi açlıkla karşı karşıya iken salgının bu sayıyı 83-132 milyon daha arttırdığı söyleniyor.

Konu sadece kronik açlık da değil, gizli açlık olarak ifade edilen besin elementlerinden yetersiz gıda tüketimi nedeniyle meydana gelen gelişme geriliği, aşırı kilo ve obezite bireylerin refahını ve ülkelerin kalkınmasını etkilediği gibi küresel olarak 3,5 trilyon dolar bir ekonomik kayba da neden oluyor.

Oysa dünyanın sunduğu imkânları doğru, verimli ve sürdürülebilir kılmak elimizde.

Nüfus artışı da dikkate alınarak gelecek için bugünden daha adil ve verimli gıda sistemlerinin geliştirilmesi gerekiyor. FAO’ya göre bu yeni gıda sistemleri, doğal kaynakları ve biyolojik çeşitliliği korurken ve iklim değişikliği gibi zorluklarla mücadele ederken, herkes için uygun fiyatlı olması, sağlıklı beslenmeye imkân tanıması ve gıda sistemi çalışanları için elverişli bir geçim kaynağı sağlaması gerekiyor.

Ayrıca üretilen gıdanın tüketiciye ulaştırılması da çok önemli. Her yıl insan tüketimi için üretilen gıdanın yaklaşık % 14’ünün yetiştirilmesinden toptancılara gelene kadar ki aşamalarda kaybedildiği belirtiliyor. Bu kayıpların daha da fazlasının perakende satış noktaları ile tüketim aşamalarındaki israfa bağlı olarak şekillendiği ifade ediliyor.

Bu nedenden dolayı, açlıkla mücadelede gıda üretiminin artırılmasından daha da fazla israfın önlenmesi gerekiyor.