Milletin hafızası geri geldi diye deliye dönüyorlar…

Milletin manevi kodları silinmişti, bir manevi akım, inanmış Anadolu insanı yeniden geri yükledi o ruhu…

O manevi akımı bu topraklardan sürmek istediler yıllarca…

Yok saydılar, el gibi davrandılar…

Bu toprakları vatan yapan ruhun Anadolu insanı olduğunu pek tabii onlar da biliyordu…

Anadolu’yu o yüzden yıllarca hep devre dışı bıraktılar…

Özüne köklerine döndüğü için bu halk şimdi çıldırıyorlar…

Ayağa kalktığında Anadolu bir daha kurtarmadan vatanını durmazdı ondan çok huzursuzlar…

Kendi öz kimliğine kavuştukça milletin ruhunda kopan fırtınanın nelerin habercisi olduğunu en iyi düşmanlarımız bilir, o yüzden kafayı yiyorlar…

Kendi mazileri birkaç asırlık…

O da işgalle ele geçirilmiş diyarlar, senin bir çınar ağacın bile onun tarihini ona yirmiye katlıyor işte bu köklü mazine öfke duyuyorlar…

Tarihini bir asırdan ibaret sayan bir nesil, bir millet gerçeği öğrendikçe yeniden çevikleşiyor ve güçleniyor, bir dönem uyutulmuş bir millet küllerinden yeniden doğuyordu ve düşman sinir oluyordu…

Millet direnç kazandıkça güçlü oluyor, güçlendikçe baş ettiği şeyler artıyor devlet her alanda güçleniyordu…

Yeniden tarihteki yerimiz bizi çağırdıkça, kadim coğrafyalarda adımız yeniden canlandıkça, sancağımız her eve asıldıkça, her soylu direnişte bayrağımız zalime doğru sallandıkça, yetim çocuklar o bayrak ile tebessüm ettikçe bunun için hedefe konuluyoruz…

Bunun için bedeller ödüyoruz, bunun için ruhumuzu ortaya koyuyoruz çektiğimiz sancılar niçin bunu çok iyi biliyoruz…

Dünya insanlığının iyilik kapısı olduğumuz için hilal ve yıldız ile dünyadaki her ayrıntıda biz saklıyız elbette eşkıya sürüsü çıldıracak…

Bunca sebep bu nedenlerden dolayı hedef tahtasındayız…

Bundan bu kadar çok üstümüze oynuyorlar…

Papaz, rahip, kur atakları hepsi büyük savaşın kapı aralığı…

Diz çökmeyişine duyulan korkunç öfke…

Oysa binlerce yıllık kadim medeniyetimiz ile, güçlü devlet anlayışımız ile âleme nizamdık…

Ve yeniden geliyoruz biliyorlar…

Biliyorlar Türk milleti dirildiğinde bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…

Çok zaman harcadılar köksüz bırakmak için ama küllerimizden doğduk ve Bizans’ın çocuklarını çok kızdırdık…

Onların derin planlar olduğu için, çok güçlü oldukları için galip gelmiyorlardı; bizlerin büyük hataları yüzünden kolay lokma olduğumuz için buda tam onların istediği gibi bir şey olduğu için kendimizi bulamıyorduk ve hep baş eğiyorduk…

Sen köklü mazini unut ama onlar Bizans ruhunu hiç unutmasın hakim anlayışları bu…

Sen atan Fatih’i unut ama onlar Ayasofya’yı hiç unutmasın…

Sen Abdülhamid’i sev, sen de Mustafa Kemal’e kin duy böylelikle onlar için o aradaki çatlak hep ayrılık otu ektikleri yer olsun…

Hep oradan vursunlar seni…

Hep ayrışmalarımızdan ganimet yesin Yezid’in çocukları…

Artık ekmek kapıları kapandı…

Sen başka onlar başka diye bölük pörçük ettikleri Türkiye yok artık âlemde…

Dünyanın kader çizgisiyiz pek değerli ülkeler…

Öyle ya ülkemizde birçok kafası kiralık adam tarihini yüz yıl sanmıyor hâlâ…

Türk milletini yüzyıla hapsedenler neyi amaçlıyorlardı neler yapmak istediler artık devlet ve millet hepsini biliyor…

Bin sene önce atan ne yaptı bilme isteyenlere en güzel ruhtur Malazgirt ruhu…

Malazgirt’in ruhunu hatırlama istediler ama çok heyecanla geri geldi…

Genetik kodlarımızı silmek için neler yapmadılar, kodlarımız geri yüklendi…

Milletin tarlasını gâvurlar sürüyordu…

Anadolu bağını bahçesini kendi sürmeye başladı…

İşte o zaman vatan yeniden kazanıldı…