Aralık ayında kulaklara fısıldanan virüs haberleri ilk zamanlar pek dikkatleri çekmedi. Çin’de nasıl olsa, bize gelmez zannedildi belki de. İnsanlık bir kez daha hizaya geldi. Ülkeler perişan, ölümlerin ardı arkası kesilmiyor. Özgürlük alanları gönüllü olarak terk edildi. Güç, kuvvet ve dahi kudret ayaklar altında. Sokaklarda böbürlenerek drift atan şımarık çocuklar korkudan ödü patlarcasına evlerde hapis. Koca koca adamlar market reyonlarında gıda istifleme yarışında.

Hangi güç barları, eğlence mekânlarını kapattırabilirdi? Ya da pervane misali etrafında dönülen Kâbe bu şekilde boş bırakılabil miydi? Mart ayında kim hayata ara verebilirdi bugünkü olduğu şekliyle? Avrupa kıtası kibrinin altında ezik, Türkiye’ye serbest dolaşma izni vermeyen ve Türkiye’yi küçümseyen Avrupa ülkeleri kocaman bir hapishane, İtalya çaresiz, İspanya perişan, Fransa artık lüks restoranlarıyla ve ilkbahar-yaz kreasyonu sergileriyle değil, virüsle mücadelesinde yetersizliği ile gündemde.

ÖĞRENCİLER İKİ HAFTAYI NASIL DEĞERLENDİRMELİ?

Eğitime verilen iki haftalık ara tatil değildir, kütüphaneler kapalı, sinema, tiyatro, sergi salonlarının kapılarında kilit… Zorunlu olarak evde vakit geçirecek olan öğrencilere önerim:

Öncelikle akıllı telefonların zihinleri esir alan etkisinden ve sosyal medya virüsünden korunmalısınız. İki hafta Türk klasikleri ya da Batı klasiklerinden iki kitap okunabilir. GSM operatörlerinin EBA kullanımı için sağladığı 7-8 GB’lik interneti EBA’daki içerikleri takip için kullanılmalıdır.

Hangi sınıf seviyesinde olunursa olunsun işlenmiş olan ünitelerin mutlaka tekrarı yapılmalıdır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin kişilik gelişimlerine fayda vereceği önerilen sinema filmleri izlenebilir. Sevgili öğrenciler, günlük birkaç saatlik yürüyüşü de günlük programınıza alabilirsiniz.

EVLER VERİMLİ BİRER EĞİTİM MEKÂNINA DÖNÜŞEBİLİR.

Koronavirüs, tüm insanlığa yeni bir yaşam tarzı dikte etmiş durumdadır. Artık hijyen kurallarına uymak keyfiyete bağlı değil, toplu yaşam alanları adeta insansız mekanlara dönüştü. Çocuklar evlerde. Anne babalar korona virüs molasını kazanıma dönüştürebilir. Öncelikle anne babalar teknolojiye tutsak olmadan günü planlamalıdır. Mesela çocuklarla birlikte evde nitelikli sinema filmleri izlenebilir, kişisel gelişime katkı sağlayacak belgeseller takip edilebilir.

Mutlaka aile fertleri kitap okuma noktasında kararlı ve tutarlı bir tutum sergilemeli. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığının yayınladığı Yüz Temel eser listesinden faydalanılabilir. Aile fertleri alışveriş merkezlerinde, aile ziyaretleşmelerinde, kalabalık mekanlarda asla vakit geçirmemelidir. Tekraren ifade etmekte fayda var. İki üç haftalık zaman dilimi bir tatil değil bir önleyici tedbirdir.

FAYDALI OLABİLECEK SİTELER, UYGULAMALAR, FAALİYETLER…

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK’ın çıkardığı Bilim ve Teknik, Bilim Çocuk, Meraklı Minik ve dergileri ücretsiz olarak çocukların ve büyüklerin kullanımına sunulduğunu açıkladı.

Yazar Bekir Develi Twetter hesabında evde geçirilecek vaktin verimli değerlendirilebilmesi için 20 maddelik öneri listesi yayımladı. Bekir Develi sosyal hayata verilen virüs molasının daha çok, kişilerin ve ailelerin içlerine yapmaları gereken yolculukları üzerinde durmuş ve aile içi iletişim, manevi eğitim, ibadet alışkanlıkları, okuma faaliyetleri ve kültürel etkinlikler üzerinden çok güzel 20 maddelik öneri listesini alternatif olarak kamu oyuyla paylaşmıştı.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk aileleri ve çocukları doğayla buluşmaya ve açık alanlarda vakit geçirmeye davet etti.

Psikiyatr Prof. Dr Kemal Sayar ise böyle zamanların insanlığa hayatı yeniden düşünme fırsatı sunduğunu ifade ederek olumsuz senaryolardan uzak durulması gerektiğini vurguladı.

Bir öneri de bendenizden, lütfen asılsız sosyal medya haberlerine, kaos üreten mihraklara inanmayın, tek haber kaynağınız devletin yetkili kurumları olsun.