Hemen söyleyelim: “Bediüzzaman yaşasaydı şu partiye oy verirdi, bu partiye vermezdi” ya da “Bediüzzaman olsa referanduma evet derdi/hayır derdi” lafları hadsizliktir!

Bediüzzaman gibi; tüm derdi, ‘milletin imanını selamette görmek’ olan, siyasete de nadiren -ve sırf din için- bakan bir Müceddid’i, ‘kırılacak cam şişeleri hükmünde’ olan siyasete alet etmek, en hafif tabirle hürmetsizlik ve saygısızlıktır. Buna kimsenin hakkı yok!

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri; Osmanlı’da doğmuş, meşrutiyet dönemlerini görmüş,Cumhuriyet’in ilanına şahit olmuş ve çok partili hayata geçişi bizzat müşahede etmiş bir âlim olarak, 82 yıllık ömründe meslek-meşrebini ve hangi partiye oy verdiğini -şüpheye yer bırakmayacak şekilde-belli etmiş ve müellifi olduğu Risale-i Nur külliyatının ilgili eserlerinde bunları yazmıştır. Fakat Üstad’ın o zamanki tavrından hareketle bugünü yorumlamak, onun adına yorumlar yapmak kişiyi yanlışa sürükleyebilir.Bir defa; Bediüzzaman’ın siyasetle iştigalinden maksadı idare ve yönetime talip olma, herhangi bir makama göz dikme ve şahsi menfaat gözetme, bir partinin tarafgir partizanı olma ve kargaşa çıkararak iktidarı ele geçirme vs. değildir. O; bu tür siyasi faaliyetlerden daima Allah’a sığınmıştır. Ancak; idarecilere yol gösterme, nasihat etme, onlara proje sunma ve yapılan yanlışlarla ilgili ikazda bulunma, Bediüzzaman’ın siyasi faaliyetlerinin omurgasını teşkil etmektedir.

Peki; elimizde, Bediüzzaman politik duruşu hakkında kesin bilgiler yok mu?– Var. Örneğin; Bediüzzaman Hazretleri’nin CHP’nin tek parti olarak hükmettiği yıllarda ‘siyaset yapmanın imkânı bulunmadığı’ gerekçesiyle o sisteme destek vermediğini, çok partili hayata geçildiğinde de Adnan Menderes’in Demokrat Parti’sine rey verdiğini biliyoruz. Tüm bunları; onun bizzat kaleme aldığı eserlerden okuyoruz. Bunun dışındaki tüm çıkarımlar te’vildir, şahsî yorum ya da cemaat içtihâtıdır.

Bir insan -ya da grup- Bediüzzaman’ın yaşarken sergilediği tutumları, söylemleri ve yazdıklarını referans alarak bugünkü durum hakkında çıkarımlarda bulunabilir mi? Elbette. Fakat ne var ki; “Üstad yaşasaydı X partiye oy verirdi” gibi kesinlik bildiren cümleler kurmak hem vebaldir hem de mantıken yanlıştır.

Bu davranışların bir diğer dezavantajı da;Üstad’ın ‘politik bir figür’ olarak gösterilmesi; İnsanların Risale-i Nurlar’daki iman-Kur’an hakikatlerine yaklaşamamasına ve -Allah muhafaza- ona önyargılı davranılmasına sebebiyet verir.

Hülasa; Yeni bir seçime gidilen şu hengâmda temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp gündeme sokulan Bediüzzaman, Risale-i Nur, nur cemaatleri ve ağabeyler eksenli tartışmalardan mümkün mertebe uzak durulmalı ve tarafgirlik damarını tahrik edecek yaklaşımlardan akrepten, yılandan kaçıldığı gibi kaçılmalıdır.