Libya’da Türkiye’nin desteklediği Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı güçler ile darbeci Halife Hafter arasındaki savaş Sirte’de düğümlendi.

Trablus’un batısındaki sahil şeridinden sonra el-Vatiyye üssünde ve Terhune’de kontrolu sağlayan UMH güçlerinin ilerleyişi Sirte önlerinde durdu.

Abdülfettah es-Sisi geçenlerde Libya sınırına yakın askeri birlikleri ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, Sirte ve el-Cufra’nın “kırmızı çizgi” olduğunu söyleyerek, UMH güçlerinin söz konusu çizgiyi geçmesi halinde Mısır ordusunun Libya’ya müdahalede bulunacağını öne sürdü.

Mısır diktatörü bu açıklamayı muhtemelen birilerinin akıl vermesiyle yaptı.

Fakat kabul etmek gerekiyor ki, başkasının fikri ve blöf de olsa başarılı bir hamleydi.

UMH güçlerinin Sirte’ye girmesini engelleyen Rus güvenlik şirketi Wagner adı altında faaliyet gösteren özel kuvvet askerleri.

Bu gerçeğe rağmen, Abdülfettah es-Sisi müdahale tehdidinde bulunarak UMH güçlerini sanki kendisi durdurmuş gibi bir hava oluşturdu.

Ayrıca kamuoyunun dikkatini Etiyopya’yla yaşanan Nahda Barajı krizinden başka bir yöne çekti.

UMH güçleri olası bir operasyon için Sirte önlerinde hazırlıklarını sürdürürken Rusya ve Fransa başta olmak üzere birçok ülke tarafından desteklenen Hafter komutasındaki paralı askerler de kente ciddi miktarda yığınak yaptı.

Şimdi birçok kişinin aklında şu tür sorular var:

Bundan sonra ne olacak?

UMH güçleri Sirte’ye giremezse ne olur?

Sirte’nin Hafter güçlerinden ve Rus askerlerinden temizlenmesi stratejik öneminin ötesinde simgesel ve psikolojik bir anlam da kazandı.

UMH güçleri kentin kontrolünü ele geçiremezse ülke -ne yazık ki- fiili olarak bölünür.

Uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Hafter’e silah ve asker yardımında bulunarak Türkiye’nin desteklediği UMH güçlerini durduran Rusya, bundan sonra her yerde karşımıza çıkar.

Moskova, Akdeniz’deki denkleme doğrudan dahil olur.

Meşru hükümet güçlerinin Sirte’ye girmesini engelleyen Rus özel kuvvetler olmasına rağmen Abdülfettah es-Sisi’ye pay çıkarılarak Mısır diktatörü zafer kazanmış komutan ilan edilir.

Darbe yandaşı Mısır medyası ile Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) trolleri sosyal medyada şimdiden “Sisi’nin tehdidi Erdoğan’ı korkuttu” şeklinde propaganda yapmaya başladı bile.

Trablus’taki meşru hükümet ülkenin toprak bütünlüğüne vurgu yapsa da ülkenin tamamında kontrolü sağlayamadığı sürece bu söylem sadece kağıt üzerinde kalır.

UMH güçlerinin ne yapıp edip Sirte ve el-Cufra’yı bir an evvel Hafter komutasındaki paralı askerlerden temizlemesi gerek.

Aksi takdirde UMH bugüne kadarki kazanımlarını bile koruyamayabilir.

Meşru hükümet güçlerinin ilerlemesini durduran Rus özel kuvvetleri askerlerinin Libya’daki varlığı gayri meşru.

Bu nedenle işgalci muamelesini hak ediyorlar.

Wagner’in terör örgütü ilan edilmesini isteyen UMH, sahada kazanmadıkça söz konusu çağrının herhangi bir faydası olmayacağını görmeli.

Önceleri meşru hükümetle Hafter’i aynı kefeye koyan İtalya bugün UMH’yı destekliyorsa bunun sebebi Hafter’in aldığı yenilgiler.

Sirte önlerindeki UMH güçlerinin komutanı önceki gün harekete geçmeye hazır olduklarını açıkladı.

Operasyonun başlaması için Trablus’tan gelecek emir bekleniyor.