2002 yılında bir yola çıkmıştı Türkiye. Açık konuşalım bu yol sıfırdan başlamamıştı, Menderes, Erbakan ve Özal gibi milli liderlerin ağır bedeller ödeyerek hazırladıkları bir yoldu bu. 2002 yılında bu yürüyüşün en büyük adımı atıldı. 2004, 2007, 2011 ve 2013 süreçleri yaşandı. 2002 yılında yürümeye başlayan Türkiye’nin adımları giderek hem büyüyor hem de hızlanıyordu. Batı medyası “Türkiye kontrolden çıkıyor” diye ilk defa açıktan yazmaya başladı. Bu bir savaş ilanıydı ve 17/ 25 Aralık darbe girişimi, Kobani bahanesiyle 6/7 Ekim katliamı ve 15 Temmuz işgal teşebbüsleri yaşandı. DAEŞ, PKK, DHKP/C etiketleri taşıyan kiralık katiller canımıza kastettiler defalarca.

Çok canımız yandı; ama güçlendik, ayıldık, fark ettik, safları sıkılaştırdık ve her saldırıda asil öfkelerimizi hedefe varmak için azık yaptık. Bu yol vesayetleri devirme, devleti millete geri iade etme yoluydu ve vesayetler tek çeşit olmadığı gibi zannedildiğinden daha derindeydiler.

Dün Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım ile MHP lideri Bahçeli birlikte kameraların karşısına geçti. Yeni Anayasa konusunda bir anlaşmaya vardıklarını ve haftaya Meclis’in iradesine teslim edeceklerini söylediler. Vesayet mekanizmalarını devirmek için çıkılan yolun dönüm noktalarından biriydi.

AK Parti ve MHP’nin Türkiye için anlaşmış olmaları ve bu anlaşmayı ilan etmeleri hangi konuda anlaştıklarından çok daha büyük bir olaydır. Siyasi tartışmaları bir kenara bırakıp milli meselelerde milli tavır alan MHP’nin tarihe yazılacak bu hareketi sayesinde 10 yıldır saldıran düşmanların hepsi büyük bir hezimete uğramıştır.

Ve son soru: CHP ne olacak? CHP yine kendini halkın karşısında her şeye karşı olan anlamsız pozisyonuna çekti. “Bunu CHP bilerek mi yapıyor yoksa Kılıçdaroğlu’nun şahsi tasarrufu mudur” sorusu CHP’nin kendi içinde cevap araması gereken bir soru. Ama görünen o ki; yine halkın taleplerine “sağır” kalmayı tercih edecekler. Yine son bir umutla saldırmayı deneyecekler. Huzuru bozmak için türlü türlü yalanlar söyleyecekler. “Erken seçim” diyecekler, “Batıyoruz” diyecekler, “Diktatörlük geliyor” diyecekler. CHP böyle debelenirken, Türkiye 2019 yılında başkanlık sistemi seçimine hazırlanacak…