Türkiye’de kadına şiddetin ve kadın cinayetinin çok fazla olduğu iddiası, tamamen bir algı operasyonu… Nüfusa oranla işlenen kadın cinayeti çok çok düşük… Hele Cinayete kurban giden erkeklerle kıyaslandığında algı ile olgu arasında uçurum olduğu görülecektir. Tabii, gönül ister ki hiç olmasın ancak dünya var olduğu günden beri maalesef ki hayatın acı gerçeği bu…

Modern Batı’da katbekat fazla kadın cinayeti var ama bizdeki gibi gözümüze sokulmadığı için algıya kurban gidiyoruz. Maalesef ki “cinayet” yerine, “kadın cinayeti” etiketiyle sürekli gündemde tutulması, abartılması ise kadına sevgi, saygı ya da değer verme amacı taşımıyor. Aile kurumuna suikast yapılıyor, kadın ve erkek arasında güven sorunu oluşturup sağlıksız nesillerin temeli atılıyor. Mesele kesinlikle bize gösterildiği gibi değil…

Dünya Sağlık Örgütünün araştırmasına göre Türkiye, oluşturulmak istenen algının aksine, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde birçok Avrupa ülkesine göre çok iyi durumda…

2015 araştırmasına göre Türkiye, 1 milyon kişi başına 5 cinayetle, Almanya, Hollanda, Norveç, İsveç ve İspanya ile oranda iken İsrail, Ermenistan ve Hırvatistan’da 7; Belçika, Avustralya ve Romanya’da 8 olarak tespit edildi bu oran.

Türkiye’de 2016’da 3,7, 2017’de 4,3 ve 2018’de 3,4’le daha da düştü. Kadın cinayetlerinin yüksek olduğu ülkelerse Rusya 32, Meksika 35, Brezilya 42 ve Guatemala 72 oldu.

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu raporuna da şöyle yansımış bilgiler:

AB’de 15 yaşından büyük her 3 kadından 1’i, bir erkeğin fiziksel ya da cinsel şiddetine maruz kalıyor. AB’de kadının en çok şiddet gördüğü ülkeler yüzde 52 ile Danimarka ve yüzde 47 ile Finlandiya… Almanya’da bu oran yüzde 35, İngiltere ve Fransa’da yüzde 44, Hollanda’da ise yüzde 45…

Danimarka’da ise tecavüz oldukça sık yaşanıyor ve tecavüzcülere nadiren ceza verildiği için de Danimarka’da kadınlar taciz ve tecavüz olaylarını polise hemen hemen hiç bildirmiyor.

Uluslararası Af Örgütü raporlarına göre 2017’de ülkede 25 bin taciz ve tecavüz vakası yaşanmış, bunlardan sadece 890’u güvenlik güçlerine bildirilmiş. Bu olaylardan sadece 535’i mahkemelerce dava olarak kabul edilip yalnız 94 saldırgan ceza almış.

Fransa’da 2017’de 601 kadın cinayete kurban giderken, Fransa’yı Almanya 380, İngiltere 227, İtalya 130 ve İspanya 113 kadın cinayeti ile takip etmiş.

İtalya’nın güncel resmi verilerine göre, 2018’de 142 kadın cinayete kurban gitmiş.

2017 verilerine göre, taciz ve tecavüz olaylarında zirvede İngiltere yer alıyor. Ülkede 2017 yılında 48 bin 122 kadın tecavüze uğramış. Bu ülkeyi Almanya 24 bin 702, Fransa 21 bin 177 ve İsveç 10 bin 162 takip etmiş.

Öte yandan, İngiliz resmi verilerine göre İngiltere’de 2018-2019 döneminde aile içi şiddet ihbarı 1 milyon 600 bini bulmuş.

İsveç’te de geçen yıl 28 bin 700 kadın şiddete maruz kalırken, tacize uğrayan kadınların sayısı da 21 bine yaklaşmış.

2017 yılında AB ülkeleri arasında Almanya’da 189 kadın eşleri tarafından öldürülürken bu ülkeyi Fransa 123, Romanya 84, İngiltere 70 ve İtalya 65 cinayetle takip etmiş.

Almanya Aile Bakanlığının verilerine göre, 2018 yılında 114 bin 393 kadın fiziki şiddete maruz kalırken, 122 kadın eşi ya da eski eşi tarafından öldürülmüş.

İstatistiklere göre Fransa’da her üç günde bir eş ya da eski eş tarafından kadın cinayeti işleniyor. Her yıl 220 bin Fransız kadını aile içi şiddet mağduru oluyor.

İspanya Başbakanlık verilerine göre ise 2019’da 55 kadın eşi veya sevgilisi tarafından uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmiş, 800 bin kadın da şiddete maruz kaldığı iddiasıyla polise suç duyurusunda bulunmuş.

İspanya’da kadına yönelik şiddetten dolayı son 15 yılda binden fazla kadın hayatını kaybetmiş ve 300’e yakın çocuk yetim kalmış.

Gördüğünüz gibi sürekli insan hakları, fikir özgürlükleri, kadın cinayetleri konusunda bizi sigaya çeken, hesap sormaya kalkan, içerideki Batı ve batıl hayranları üzerinde algı operasyonları çeken Batı için durum gerçekten içler acısı…

Mimsiz medeniyet, tek dişi kalmış canavar Batı’dan bizim alabileceğimiz pek bir şey yok da onların bizden insanlık adına, insaniyet namına öğreneceği çok şey var daha!..

Ah bunu içerideki Batı hayranı ve gönüllü uşaklarına bir anlatabilsek!..

Sözün özü şiddetin, cinayetin cinsiyeti yok!.. Şiddet ve cinayet, cinsiyet sorunu değil; insanlık sorunudur. Kadın cinayet işlediğinden “Kim bilir adam, kadına neler yapmıştır ki öldürmek zorunda kalmıştır.” derken, adamın biri cinayet işlediğinde tüm erkeklere potansiyel katil muamelesi yapıp kadın cinayeti etiketiyle kadın ve erkek arasında güven sorunu oluşturmak, cinayetleri abartarak gözümüze gözümüze sokmak bu millete de, geleceğimize de ihanettir!..

Bir zahmet ülkemizde bir yılda işlenen cinayet sayısına göz atıverin!.. Cinayete kurban giden kadın ve erkek oranları ne durumda? Sonra olayın cinsiyetini konuşuruz!..