BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, gazetecilerin sorularını cevapladı.

Tank Palet Fabrikasının Katarlılara satıldığı yönündeki iddialara ve uzun süredir devam eden algı operasyonlarına son noktayı koydu.

Ethem Sancak, “Katarlıların doğrudan veya dolaylı Tank Palet olaylarıyla bir ilgileri yok. İşe karıştırılmaları, BMC ile olan ortaklıklarından dolayı…” dedikten sonra şöyle devam etti:

“BMC’yi savunma sanayine bir aktör olarak hazırlamak üzere satın aldıktan sonra uzun ve orta vadede plan yaptım.

Bu şirketi önümüzdeki dönem savunma sanayimize stratejik kurumu haline getirmek hedefimdi. Bunun için güçlü bir finans gerekiyordu.

Önce ülke içerisinde kendime ortaklar aradım. Türkiye’nin saygın popüler beş işadamına gelin beraber yapalım diye teklif ettim.

Fakat onlar bana ‘bir maceraya soyunduğumu’ söyleyerek ve verimli olmadığını söyleyerek reddettiler. Hatta benim kardeşlerim bile, ‘Sen bir maceraya giriyorsun. Bu aldığın fabrika bu parayı etmez. Önüne koyduğun hedef de çok büyük. Biz sana ortak olmuyoruz’ dediler.”

Sonra da Katarlılar devreye girmeden önceki süreci de anlattı;

“O sırada potansiyel birikimi sebebiyle, uluslararası piyasadan dolaylı teklifler almaya başladım.

Üç büyük devletin İngiltere’nin, Fransa’nın ve Almanya’nın büyükelçiler askeri ataşeleriyle beraber benden randevu aldılar.

Dediler ki, “Sen belli ki savunma sanayine yöneleceksin. Devletiniz de savuna sanayine ciddi bir şekilde yönelecek stratejilerinden belli. Bizimle ortak olur musunuz?”

Ben de onlara dedim ki, “Bizim batıyla düşmanlığımız yok. O sırada medya patronu olarak bir kampanya başlatmıştım; ‘Yerli ve Milli’ diye. Ben sizinle ortak olurum. Ama üç prensibim var; birinci ortaklıkta yapacağımız bütün yatırımların merkezi Türkiye olacak. İkincisi, üreteceğimiz ürünleri Türkiye Cumhuriyeti’nin müsaadesiyle istediğimiz yere satabileceğiz. Üçüncüsü ise, istediğimiz yerde kullanacağız. Bu prensipleri ana sözleşmeye koyarsak ben sizinle ortak olurum dedim. Bir daha kapımı çalmadılar ve bir daha selam vermediler.

O arada da doğudan da teklifler geliyordu. Suudi Arabistan askeri ataşesi geldi. ‘Prens Talha’nın otomotiv sektörüne girmek istediğini söyledi. Dilersen aracılık ederim. Suudi Arabistan ile ortak olun dedi’ ben reddettim.

Çünkü Suudiler’in siyasi çizgilerini benim siyasi çizgimle çakışmayacağını zamanla çatışmaya gireceğini düşündüğüm için reddettim.

O arada Katar askeri ataşesi de geldi. Dedim ki, ‘ülke olarak sizinle stratejik ittifaka girdik. Ülkenizin küçük ama cesur yürekli bir emir var başınızda. Bu işi sizinle yapalım. Allah size para vermiş. Bizde de kaliteli insan var. Gelin bu millet için bu ümmet için bu işi yapalım dedim.”

Çok sıcak karşıladılar.

İhaleyi kazandıktan sonra ‘bu işi hızlandıralım’ dedim.

Katar askeri ataşesi Kuari: “Bizde bürokrasi var. Bu iş emirin huzuruna gidinceye kadar süre alır. Hızlandırmak için Sayın Erdoğan’ın Emir ile görüşmesi gerekebilir.”

Bunun üzerine Tayyip Bey’e gittim. Dedim ki biz işi aşağıda hallettik ama işin hızlanması için sizin Emir ile görüşmeniz gerekiyor. Siz söylerseniz bu iş hızlanır’

Ve iş böylece hızlanıyor.

Hikâye bu…

Anlatılanlara, algılara bakılırsa ‘yerli ve milli kampanyası başlatan Ethem Sancak ve ona destek verenlerin alayı vatan haini!

Biri de çıkıp demiyor ki: İyi ki varsın savunma sanayii…