Cuma günü(yarın) 30 Mart olayının yıldönümüne rastlıyor. Bu tarih Filistin halkının tarihinde hakikaten çok büyük öneme sahiptir. 1948 yılında işgal edilen Filistin’de intifadanın başladığı gündür 30 Mart 1976. O tarihten bu yana Filistin halkı bütün diaspora bölgelerinde büyük dayanışma etkinlikleri düzenlemektedir. Bu yüzden bu güne “yewmu’l-arz; toprak günü” ismi verilmiştir.

Gazze’de bu yıl Hamas bu olayı ebedileştirmek maksadıyla dayanışma merasimleri tertip etmek yerine “Toprak Günü”nü farklı bir şekilde kutlama kararı almış. Aylar öncesinden Hamas, farklı bir yürüyüş etkinliği düzenleme önerisini kabul etmiş. Yürüyüşün hedefi, dikenli telden geçmek ve 1948’den beri işgal altındaki Filistin’in iç bölgelerine girmekmiş. Bu, İsrail’in savunmasız sivillere ateş açarak katliamla sonuçlanacak bir askerî güç kullanacağı anlamına gelmektedir.

Genel olarak ve kısaca şöyle özetleyebiliriz: 2011’de Suriye’de gösteriler başladığında Suriye rejimi iki aşama halinde işgal altındaki Golan’a yüzlerce Filistinliyi gönderdi. Hamas Hareketi’nin düzenleyeceği yürüyüşler de benzer bir taktiği benimsemiş gibi görünmektedir. O vakitler neler olduğunu hem muhabir hem de tanık olarak çok iyi biliyorum. O girişimde İsrail, sınırdan geçmek isteyen sivilleri vurdu ve 29 Filistinli’yi öldürdü, 400’den fazla insanımızı da yaraladı. Kendim bizzat Şam sokaklarında bazı Filistinli gruplara mensup yaralıların tedavi olmak için dolanıp durduğuna ama (farklı gruplara ait büroların) onları pek de umursamadığına şahit oldum.

Gelelim günümüze… 2011 yılında vuku bulan olaylara bizzat şahit olmuş bir gazeteci olarak, doğrudan alakası olan herkese (30 Mart Cuma günü gerçekleştirilmesi kararlaştırılan Büyük Dönüş Yürüyüşü konusunda) insani bir çağrı yöneltiyorum:

2011 olayları yeniden yaşanmasın! Çünkü bu olaydan ve verilen zayiattan sonra, Suriye’deki kamplarda yaşayan Filistin halkı ikiye bölünmüştü. Bir kısmı o girişimi desteklemiş diğer bir kısmı da karşı çıkmıştı. O bölünmenin etkisi bugüne kadar sürüp gitti! Aynı şekilde bir kısım Filistinliler Suriyeli muhalifleri desteklerken bir kısmı da rejimi desteklemeye devam etti.

İlgili herkesin bildiği üzere hem Mısır ile İsrail hem de Mısır ile Hamas arasında çeşitli mutabakatlar sağlanmış durumdadır. 2009 yılında Hamas, Mısır ile yaptığı müzakerede Gazze’de sivillerin sınır tellerine yaklaşmasına izin verilmeyeceğine dair taahhütte bulundu. Ayrıca, Hamas bu kuralı ihlal ederse, Cuma günü vuku bulması muhtemel herhangi bir zayiatın sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalacaktır.

Büyük Dönüş Yürüyüşü adı verilen yürüyüşe katılmayı düşünenlere de sözüm şudur: Gelin sadece toprak günü olarak kutlayalım 30 Mart’ı, daha fazla kurban verdiğimiz bir gün olarak anmayalım…

Çeviri: Fethi Güngör