Sürprizi çok olan bir milletiz.

Eğlencemiz hiç bitmiyor!

Siyaset yapma iddiasıyla makam sahibi olan kimi kimlikler, maskaralıklarıyla halkı eğlendiriyor.

Gülünç olmak veya insanın kendini komik duruma düşürmesi, bir tercih ise sorun yok. Beceriksizlik veya iş bilememe durumu, sizi ‘kalitesiz bir karikatür’e dönüştürmüşse işte en acıklı olanı bu!

*

Sadede gelelim; Ekrem İmamoğlu, günlerdir salgın hastalıkla mücadelede yapılan yanlışlarla gündeme gelmişti.

Özellikle de hizmet veren toplu taşıma araçlarının sayılarının azaltılması ve böylelikle araçlarda sosyal mesafenin korunamaması çok eleştirildi.

Eleştirilere kulak tıkayan İmamoğlu’dan bir çözüm çıkmayınca, Valilik devreye girdi. Valilik tedbirleri açıkladı, uygulama kısmı belediyede. Fakat hala sefer sayılarının artırılmasına dönük bir gelişme yaşanmadı.

Bu süreçte İBB’nin ortaya attığı gülmelik / trajikomik (CHP siyaseti adına) iddialar, insanlarda istihzai bir gülümsemeye neden oldu. İBB’ye göre; araçlarda yaşanan ‘yoğunlaşma’, sefer sayılarının azaltılmasından değil, AK Partililerin İmamoğlu’nu sabote etmek için yaptıkları organize bir faaliyet olarak hayata geçirildi!

*

Bir başka konu; devlet, 2862 yatak kapasiteli Başakşehir Şehir Hastanesi’ni inşa etti, İBB hastanenin yolunu yapmaktan kaçındı. Devreye Ulaştırma Bakanlığı girdi. Bu büyük ayıp, yine vatandaş tarafından not edildi.

İMAMOĞLU’NUN SON BOMBASI!

İBB Başkanı takım elbisesini giymiş, kameraların karşısına geçmiş ve “ciddi bir siyaset adamı olarak” demeç veriyor… Fakat yaptığı ‘çağrı’ pek ciddiye alınır gibi değil.

Neden diyeceksiniz…

Ekrem İmamoğlu, İstanbullulara hitaben, “zekatlarınızıİBB’ye bağışlayabilirsiniz. Bunun önünde hiçbir hukuki engel yok. Üstelik fetvaya da gerek yok” mealinde bir açıklamada bulundu.

Açıklamayı üç açıdan değerlendirelim.

Birincisi; İstanbul, İBB tarihinde dünden bugüne zekat isteyecek pozisyona düşmemişti / düşürülmemişti. İstanbul için gerçekten üzüntü verici. İstanbul, yerel seçimden bu yana nasıl bir kaynak daralmasına gitti ki böyle bir çağrıya ev sahipliği yapıyor?

İkincisi ve komik olanı: “Fetvaya gerek yok” söylemi. İmamoğlu ne zamandır din adına konuşabilir hale geldi, ne oldu, bir şey mi kaçırdım, farklı dini bir pozisyonu mu temsil eder oldu veya seçildikten sonra İlahiyat mı okudu, merak ediyorum.

Üçüncüsü; CHP’nin dini siyasete alet etmesi, buradan bir kazanç elde etme çabası, iş üretmeden kolaycılığa/sahtekarlığa soyunması.

CHP dini siyasete alet mi ediyor? Bal gibi de ediyor. Nasıl mı? Pek çok mensubu muhafazakar olmadığı halde halkın karşısına çıktığında “mış” gibi davranıyor. Bir bakıyorsunuz içki masasında, bir bakıyorsunuz elinde Yasin Suresi, türbe başında. Halktan oyları topladıktan sonra da iş başına geçtiğinde, gelsin başörtülü çalışanlara aşağılamalar, hakaretler… Bu ikircikli tavır cidden mide bulandırıcı.

*

Merak edenler için ifade edeyim; bir siyasi partinin zekat toplama gibi bir misyonu olamaz. Siyasi partiye veya belediyeye zekat verilmez.

*

Not: Din bezirganlığına soyunan en son FETÖ örneği vardı. Hatırlayalım; FETÖ halktan zekat paralarını toplamış, bu paraların bir kısmını da yabancı ülkelere yaranmak için oralardaki bazı kiliselere bağışlamıştı.

HADSİZ SEKÜLERLER

Zekat konusu açılmışken, Müslümanca bir yaşam tarzı olmayıp, Müslümanların ibadetleri üzerinden konuşmayı pek seven hadsiz tipler var. Şu günlerde ilginç “öneriler”le gündeme geliyorlar.

Hadsiz Sekülerlerin en sonki teklifi; Ramazan’ı başka bir tarihe erteleyelim!

Diyanet, suyu bulandırmaya çalışanlara pirim vermemek adına bu konuyu görmezden gelmedi ve “olmaz” dedi.

Kurban Bayramı yaklaştığında da yine Kurban kesimi üzerinden bakalım ne tezvirat üretecekler? Meraklarını ve ilgilerini anlamakta güçlük çekiyorum. Hem İslamofobik olacaksın, inançsız olacaksın hem de inanç ritüelleri üzerinden konuşmayı pek seveceksin…

Böylesi ancak bizim ülkemizde olur.