Koronavirüs salgını sebebiyle dünya genelinde hayatını kaybedenlerin sayısı 300 bini aşarken Birleşik Arap Emirlikleri’nden geçen hafta ilginç bir çağrı geldi.

Merkezi Abu Dhabi’de bulunan “İnsanlık Kardeşliği Komitesi”, tüm dinlerin mensuplarını salgının sona ermesi ve dünyanın yeniden istikrara kavuşması için 14 Mayıs Perşembe günü duaya davet etti.

Müslümanların iki rekât namaz kılıp ardından Allah’a dua edecekleri belirtildi fakat diğer dinlerin mensuplarının o gün nasıl ayin yapacakları hakkında herhangi bir bilgi verilmedi.

Sadece herkesin bulunduğu yerde kendi inancına göre dua etmesi talep edildi.

Çağrıyı yapan komite Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in girişimiyle el-Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib ve Papa Franciscus tarafından imzalanan “İnsanlık Kardeşliği Belgesi” uyarınca kurulmuş, amacı da “dünya barışına ve ortak yaşama hizmet etmek” olarak ilan edilmişti.

BAE, uzun süredir “dinleri birleştirip yeni bir din icat etmek” şeklinde özetlenebilecek bir amacın peşinde.

“Ortak ayin” için cuma, cumartesi ya da pazar günlerinden biri yerine perşembenin seçilmesi de duanın diğer dinlerde kutsal kabul edilen bir güne denk gelmemesi çabasından kaynaklanıyor.

Sahip olduğu zenginlikle her şeyi yapabileceğini ve dünyaya nizam verebileceğini zanneden BAE yönetimi, “hoşgörü”, “barış”, “insanlık” ve benzeri kavramları kullanarak nev-i şahsına münhasır bir inanç sistemini de yine paranın gücüyle yayma peşinde.

Fakat asıl amacı gerçek yüzünü maskelemek, bölgede oynadığı kirli ve kanlı rolü perdeleyerek dünyaya şirin görünmek.

Bu genel amaca bir de bugünlerde koronavirüs salgınıyla mücadele için dünyanın dört bir yanına gönderdiği yardımlarla dikkat çeken Türkiye’den rol çalma çabasını ekleyebiliriz.

“Perşembe ayini” BAE’nin ilk “karma din” girişimi değil.

Geçen yıl da başkent Abu Dhabi’de “İbrahim Ailesinin Evi” adlı bir projenin inşa edileceğini duyurmuştu.

Projeye göre Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Yahudilik inançlarına sahip olanlar için inşa edilecek üç binadan biri cami, diğeri kilise ve üçüncüsü de sinagog olacak.

Böylece her üç dinin mensupları bir arada ibadet edecekler.

Papa Franciscus ve el-Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib’in yanında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Lübnan eski Başbakanı Saad el-Hariri gibi isimlerin de destek verdiği çağrıya pek fazla icabet eden olmadı.

Bilakis Muhammed bin Zayed’in salgının sona ermesi için hep birlikte dua edilmesini istemesi Arap sokağında alay konusu oldu.

Kimileri BAE’nin koronavirüsten daha tehlikeli olduğunu, kimileri de insanların salgından değil daha çok “Abu Dhabi’nin şerrinden kurtulmak için” dua edeceklerini söyledi.

Ayrıca BAE’li İslami ilimler öğrencileri yayınladıkları bildiriyle “perşembe ayini” girişimine karşı çıktı ve sakıncalarını delilleriyle sıraladı.

Muhammed bin Zayed’in tüm insanlara yaptığı “koronavirüs ayini” çağrısı ciddiye alınmasa ve fiyaskoyla sonuçlansa da BAE’yi yöneten zihniyeti deşifre açısından önemli.

Müslüman Kardeşler cemaatini “dini siyasete alet etmek” ile suçlayan Abu Dhabi, kendi çıkarları için “İslam’ı tahrif etme” girişiminde bulunmaktan dahi çekinmiyor.