İnsanlar da kurumlar da geçicidir. Yitip gidişleri; düşen bir yaprak, kayan bir yıldız kadar olağandır. Yönetim ve iş dünyasında kurumların ya da patronajın hancı, insanların veya çalışanların yolcu olduğunu vurgulayan yaygın klişeler vardır. Hayır! Bu köhne dünyada hancı yok. Köhne bir han(dünya) ve şaşkın yolculardan ibaret bir dekor. Hepsi bu. Fetişizm; nesne ve olgulara aşırı anlam yüklemektir. Ya da başka bir ifadeyle parçayı bütünün yerine koymak. Buna ne gerek. Ne kendimizi ne gazeteleri ne patronajı ne de güç ilişkilerini olduğundan daha önemli bir yere koymaya gerek yok.

BİR ÖNCÜ GAZETECİLİK MODELİ OLARAK DİRİLİŞ POSTASI

Araçları icat eden, kurgulayan zihin mühim derecede onun içine ruhunu da katmış olur. Ya da başka bir anlatımla ne araçlar amaçtan bağımsızdır ne de tesadüfi olarak ortaya çıkar. Bugün cari dünyamızda kullanageldiğimiz pek çok araç, Batılı insanın dikotomik (ikilikli /çift tanrılı) zihin dünyasından üremiştir. İyi-kötü, tanrı-şeytan, tez-antitez (Hegel) ikiliği, Batılı dünyanın döl yatağıdır. Bu nedenle Batı’da yalan söyleyen, hakikati çarpıtan avukatlık da, hiçbir şey üretmeyen muhalefet de kutsaldır. Bizim ezberci Batıcıların, gazete/gazeteci muhalif olmalıdır safsatası bu zihniyete dayanır.

Müslüman çağa karşı sözünü söyler. Bu onun duruşu ve imtihanıdır. Müslümanca bir gazete çıkartmak demek, taraf yahut karşı taraf da olma pozisyonunun dışında SÖZ söylemektir. Hegel diyalektiğini, Tanrı-şeytan zıtlığını, insanı cendereye alan dikotomiyi parçalayıp atmaktır. Bence Diriliş Postası böyle bir denemedir.

Halkın/muhalefetin sözcüsü olma tafralarında olsalar da gazeteler menşei itibariyle güçlünün borazanıdır. Bu sebeple okuyucularına tepeden bakmaktan kurtulamazlar. Dilleri; siz biçare okuyucuları şimdi aydınlatacağız dilidir. Maalesef Türkiye’de bu dil, çoğunlukla dindarlara da İslamcılara da sirayet etmiş bir dildir. Diriliş Postası, bu dilin dışında dil kurma çabasıdır.

Dil, düşünceden bağımsız değildir. Gazetelerin dili son derece steril, seküler/laik bir dildir. Bizi biz yapan irfanın kelimelerine; inşallaha, maşallaha, nasipseye kapalıdır. Diriliş Postası, bu alanda bir yol açmayı başarmıştır.

Ulus devlet-sermaye ittifakı döneminden neşet ettikleri için az-çok tüm gazeteler devletçi/örgütçü ve ulusalcıdır. Diriliş Postası, ümmetçi/toplumcu bir tavır için çaba sarf etmiştir

Özetle Diriliş Postası; form ve içerikte, tavır, tutum ve söylemde çok önemli bir çaba demektir. İtibarsız, kartondan kaplan bir gazetecilik pratiği, ne AK Parti’ye ne İslam medeniyeti mefkuresi olan güçlere ne de Müslüman coğrafyaya fayda sağlayacaktır. Bu sebeple Hakan abisiz de olsa Diriliş Postası devam etmeli, açılan bu yolu berkitmeli, bu çabaları kurumsallaştırmalıdır. Dün veda ziyaretinde bulunduğum Orhan Pekçetin’de Erem Şentürk’te de bu istek ve iradeyi görmüş olmak, benim için yaşanılan kaza’nın hafifletici unsurları olmuştur.

Baki selam.

Allah’a emanet olun. İrtibatta kalmak isteyenler için:https://twitter.com/hamit_akcay, , [email protected].