Okullar kapalı…

Çocuklarımıza, “Bugün okula gittin mi?” yerine “EBA’dan derse girdin mi?” diye sormaya başladık.

Zira EBA’da en büyük mesele öğrenciyi ekran başında tutabilmek.

Bir İngilizce öğretmeni vardı.

“Please repeat after me; Miyaavvv” diyerek öğrencilerinden kedi sesini İngilizce olarak tekrar etmesini istiyordu.

Ben ilk başta öğretmenimizin ekran başındaki bu halini yadırgamıştım.

Ve lakin yedi yaşındaki çocuklarımızı ekran başında tutabilmek için iyi bir yöntem olduğunu kabul etmekte zorlanmadım.

Kedi Türkçe de, İngilizce de aynı dille miyavlıyorsa da, evet o yaştaki çocuklara ders anlatabilmenin imkânsızlığı bu şekilde mümkün hale getirilebiliyordu.

EBA TV ile öğretmenler sınıflara doldurdukları öğrencilerin evlerine misafir oluyorlar.

Sadece öğrencilere değil velilere de ders anlatıyorlar.

İş bu sebepten dolayı sınıftakinden çok daha zor bir durum ile karşı karşıyalar.

En başta sınıfta hâkimiyeti elinde bulunduran öğretmelerin yeni sistemde hususi maharetleri dışında hiçbir hâkimiyet güçleri kalmamış oluyor.

Çocukların yani öğrencilerin dikkatlerini ders boyunca zinde tutabilmek için öğretmenlerimizin önce kendilerini muallim, sonra da öğrencilerini talebe haline getirmeleri iktiza ediyor.

İşte bütün mesele, her meselenin başı;

Öğretmeni, ilim ehli olarak âlim ve ilim öğreten olarak muallim mertebesinden öğretmene düşürdüğümüzde; ilim isteyen, talep eden olarak talebeyi de öğrenci seviyesine düşürüyoruz.

Muallim yok ki, ilim talep den olsun…

Bu mesele çok uzar…

Kanaatimce, öğrenciye devletin her yıl çok büyük maddi külfete girerek dağıttığı ders kitapları bir kenarda dururken, yardımcı kaynak kitap dayatan öğretmenler EBA’da başarısız olmaktadırlar.

Bana göre kaynak yardımcı kitaplar öğrenciden ziyade öğretmenin işine yaramaktaydı.

Çünkü öğrencisine yardımcı kaynak kitap dayatan öğretmen ders işlemek yerine, kaynak kitaplar ile bol bol test çözerek, cevap anahtarı arkada olan sorularla dersi geçiştirmekte ve böylece ders işleyecek hazırlıklarının olmadığını gizleyebilmekteydi.

Öğretmenlerin kaynak kitap yerine öğrencilerden hikâye, roman, şiir, deneme gibi okuma alışkanlığı kazandıracak kitaplar istemelerinin üzerinde durduk sürekli.

Ve ısrarla…

Ne var kidershane alışkanlığını devam ettiren öğretmenlerimiz, Milli Eğitim Bakanlığı test yerine açık uçlu soru yöntemini yani öğrencinin ezberine değil bilgisine dayalı sistemi oturtmaya çalışmasına rağmen yardımcı kaynak kitaplarda ısrar ettiler.

Şimdi kapımıza EBA geldi dayandı.

Öğretmenin müktesebatından gayrı hiçbir kaynak ve yardımcı kitap işe yaramaz oldu.

Öğrencilere ekran başında kitap okur gibi ders atlatmak sınıflarda yeterli değildi, EBA’da yani ekran başında hiç ama hiç yeterli olmuyor.

Anında sıkılıyorlar.

Kalkıp gidiyorlar kendilerini bilgisayar oyunlarının, esrarengiz, maceralarla dolu sanal gerçekliğinin içine bırakılıyorlar.

Onları oradan çıkartıp EBA TV’nin başına getirebilene aşk olsun.