Farkında olalım ya da olmayalım bazı kelimeler öyle hızlı giriyor ki hayatımıza, engel olmak mümkün değil… Beslenme yerine “tüketmek” kelimesi hayatımıza gireli çok oldu. Kelimeleri bilinçli seçerek ve gerçek anlamlarını göz ardı etmeden kullanmak gerçekten çok önemli, çünkü bunun etkisi yapılan aktiviteye de yansıyor.

Örneğin beslenme yerine sıkça kullanılan “tüketmek” kelimesi tam da bu konuya uygun bir kelime. Tüketmek kelimesi “kullanarak, harcayarak yok etmek, hiç bırakmamak, bitirmek” anlamlarında kullanılır. Fakat beslenme aktivitesi, sadece gıdaları tüketime indirgenemeyecek kadar özenli, bilinçli ve yüksek bir farkındalıkla yapılması gereken bir aktivitedir. Beslenmede amaç, vücudun ihtiyacı olan gıda maddelerini ve besleyici maddeleri, hem mikro hem de makro ölçekte göz önüne almaktır. Ancak tüketmede böyle bir amaç gözetilmez. Hatta beslenmenin sadece tüketmek ve sadece damak tadı ve lezzet odaklı bir aktivite olması yönünde ciddi bir psikolojik ikna dalgası her an, her türlü medya vasıtasıyla topluma yansıtılmaktadır.

Bütün bunların sonucu olarak günümüzde beslenme, maalesef bilinçli yapılan bir davranış olmaktan çıkmıştır. Dolayısıyla bir besinin ya da besine benzetilmiş bir maddenin vücuda yapacağı etkiyi önemsemeden yenmesi, yalnızca o maddenin tüketilmesi, bitirilmesi anlamına gelmektedir. Çünkü burada, beslenmenin tanımına uyan herhangi bir hedef gözetilmemektedir. Günümüzün endüstrileşmiş ve birçok işlemden geçmiş gıdalarıyla dolu sofralarında, ne yediğine ve nasıl yediğine dikkat etmeyen ve bunu çok da önemsemeyen bir davranış modeli oldukça yaygın durumdadır.

Dolayısıyla besleniyoruz derken aslında yapılan faaliyet tam anlamıyla tüketmek olunca, insanlar günümüz sofralarından çoğunlukla zehirlenerek kalkmaktadır.

Bu yönden baktığımızda beslenmede seçimlerimiz çok önemlidir. Peki niçin? Çünkü beslenme, insan sağlığı açısından oldukça önemli bir aktivitedir. İnsan vücudu fizyolojik olarak, sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürmek üzere programlanmıştır. Bunu da, beslenmeyle sağladığı enerji aracılığıyla yapar. Vücudun asit-alkali dengesi üzerinde beslenmenin çok önemli etkileri vardır. Metabolizma olarak tanımlanan süreçlerde, besinlerden hücresel düzeyde kullanılabilecek enerji elde edilmesi temel basamağı teşkil eder. Bu sebeple ne yediğimiz, ne içtiğimiz, nasıl yediğimiz ve ne zaman yediğimiz, metabolizmanın dengesini sağlamak ve sağlıklı bir hayat sürdürmek için oldukça önemlidir.

Aslında beslenme, çok boyutlu bir faaliyettir. Bir besin maddesinin yalnızca fiziksel olarak vücuda alınmasının ötesinde, o besin öğesinin enerjisi ve içerdiği bilgiler de vücuda alınmaktadır.

Yani besinler içerdikleri bu bilgiler vasıtasıyla bir anlamda vücut hücreleriyle konuşur, vücuda biyokimyasal mesajlar gönderir. Tabağınızda iştahınızı açan, harika görünümlü soslu bir makarna, size enerji veren lezzetli bir yakıttan ziyade, vücudunuz için bir sinyal bileşimidir. Bütün bunlarla ilgili olarak, besinlerin sağlığı nasıl etkilediğini anlamak ve besinlerin vücuda gönderdikleri sinyalleri analiz edebilmek için birçok araştırma yapılmaktadır.

Hücrelerimiz normalde birbirleriyle karmaşık bir kimyasal mesaj dili ile anlaşır ve iletişim kurarlar. Büyümek, hareket etmek ve tedavilere cevap vermek için birbirlerini bilgilendirirler. Hücre iletişimlerinde meydana gelen problemler diyabet, kanser vb. birçok hastalığa yol açar. Hücrelerin birbirlerine gönderdikleri mesajlar, hormonlar veya iyon denilen yüklü moleküller gibi birçok farklı şekilde olabilir. Hücreler aynı zamanda vücut dışından gelen sinyalleri de dinlerler. Yapılan son araştırmalar, besinlerde bulunan moleküllerin, hücrelerin birbirleriyle iletişimlerini, yani konuşmalarını değiştirebildiğini göstermektedir.

Beslenmenin, insan sağlığı üzerinde birçok yönden muazzam etkileri vardır. Son yıllarda yapılan araştırmalarda beslenmede önceden olduğu gibi karbonhidrat, yağ ve protein gruplamalarına odaklanmaktan ziyade, besinlerin içerdiği kimyasal maddelerin ne olduğu ve vücutta nasıl etkiler yaptığı üzerinde durulmaktadır. Çünkü besinlerin insan vücudu üzerindeki etkileri oldukça özel ve karmaşıktır. Kişinin yediği bir yemek sanki bir hormon karışımı gibi etki yapmaktadır. Kısaca yediğimiz besinler, içerdikleri maddelerle vücudumuza bir şeyler söylemekte yani bir anlamda besinler konuşmaktadır.

Günümüzde beslenmeye bambaşka bir açıdan bakılarak yapılan bu araştırmalar, besinlerin vücuda neler söylediğini keşfetme üzerinde yoğunlaşmaktadır. Besin maddelerinin hücreler üzerindeki etkilerini anlamak, beslenmeyi hem daha bilinçli, hem de daha hedefe yönelik düzenlemeyi sağlayacaktır. Örneğin vücutta enflamasyonu, yani iltihabı azaltmaya yönelik bir beslenme biçimi, aynı zamanda kişiyi kilo almaya ve diyabete karşı da koruyacaktır.

Oregon State Universitesi’nden Prof. Donald Jump, “Besinlerin aslında biyokimyasal bir bilgi yumağı olduğu çok açık ve net. Biz de bu karmaşık yumağı çözmeye çalışıyoruz” diyerek, konunun temel noktasını önemle vurgulamaktadır.

Yazarın web adresi: www.emineakin.com