Yüz yüze eğitim 12 Ekim Pazartesi itibarı ile okul öncesi ve ilkokulların tüm sınıflarında başlamış oldu. İlkokul ve ortaokul kademelerinde hangi dersin kaç saat okutulacağı Bakanlık tarafından ilan edildi. 8. ve 12. Sınıflar haftada iki gün olacak şekilde yüz yüze eğitime başlamış oldu. Lise seviyesindeki okullarda haftada iki gün olmak üzere 16 saat yüz yüze eğitim yapılacak.

Yüz yüze eğitimde ortaya çıkan problemler

Milli Eğitim Bakanlığı yüz yüze eğitimi planlarken esasında karma bir modeli hayata geçirmiş oldu. Yani bazı derslerin bir kısmı bazı derslerin ise tamamı uzaktan eğitimle verilmeye devam edilecek. Özellikle liselerde yüz yüze eğitimin planlanmasının okul idarelerine bırakılması bazı farklı uygulamaların ortaya çıkmasına zemin hazırladı.

Okul idareleri okulun özelliğine göre yüz yüze eğitim verilecek dersleri belirlerken TYT-AYT bakış açısıyla hareket etti ve 16 saatin tamamını fizik, kimya, biyoloji ve matematik derslerine tahsis etti.

12. sınıflarda şubelerin ikiye bölünmesi de söz konusu olunca sayısal derslerin ders yükü neredeyse iki katına çıktı. Sayısal alandaki öğretmen açığını kapatamayan okul idareleri uzaktan eğitim yapılan sınıfları birleştirme yoluna gitti. Bu durumda uzaktan eğitim verilen branşlarda maaş karşılığını dolduramayan zümreler ortaya çıktı fakat sınıf bölme ve yüz yüze eğitimin sadece sayısal derslere verilmesi sayıl brançların ders yükünü normun çok üstüne çıkardı.

Burada problem olarak ortaya çıkan konu öğretmenlerin çoğunun ek ders alamaması konusudur. Birleştirilen sınıflarda yapılan her ders için 1 saat ek ders ödemesi yapılmaktadır. Bu durum, öğretmenler arasında bazı menfi düşüncelerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

Yüz yüze eğitim tüm sınıflarda başlatılmalıdır

Pandemi sürecinde öğretmenler hem haksız ithamlarla karşı karşıya kalmaktadırlar hem de müsebbibi olmadıkları küresel bir sorun yüzünden hak kaybına uğramaktadırlar. Haziran ayından itibaren LGS, YKS, KPSS gibi milyonun üzerinde katılımcısı olan sınavlar yapıldı. Hiçbir sınavın sonrasında Kovid-19 vakalarında ciddi dalgalanmalar olmadı.

Okullar sokaklardan daha güvenli, gerekli tedbirler alınarak okullar tüm kademelerliyle eğitime açılmalıdır. Bakanlığın bu yönde çalışmasının olduğu da bilinmektedir. Eğitimcilerin en büyük örgütlü yapısı olan Eğitim Bir Sen Genel Merkezinin yaptığı araştırmalarda ve ortaya çıkan sonuçlarda da okulların tedbirler alınarak açılması yönünde tavsiyeler yer almaktadır.

Öğretmenlerin ekonomik standartları hesaplanırken alacakları ek ders boyutu da dikkate alınmalıdır. Okulların tüm kademelerin açılması ve eğitimcilerin ek ders kaybının ortadan kaldırılması sahanın en büyük beklentisidir.

Okullarda yapılacak sınavlarla ilgili içerik ve takvim açıklaması yapılmalıdır.

Pandemi sürecinde öğrencilerin tüm müfredattan sorumlu olacağı açıklandı. Yazılı yoklama şeklinde yapılacak sınavlarla ilgili aydınlatıcı açıklamalara ihtiyaç duyulmaktadır. Sınavlar okullarda ortak mı yapılacak, sınavlar hangi tarih aralığında ve hangi usulle yapılacak, her dönem için bir sınav yeterli olacak mı, öğretmenler ödev verecekler mi, ödev değerlendirmeleri ve performans değerlendirmeleri pandemiye has farklı yöntemlerle mi yapılacak…

Sorular uzayıp giderken öğrenci, veli ve öğretmenler bu konuda yeterince bilgiye sahip değiller. Bakanlığın ilgili birimleri bu ve buna benzer konularda kamuoyunu sürekli bilgilendirmeli, çünkü bilgi kirliliği çok fazla ve gerçek bilgiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmakta.