İsrail’de yayınlanan Israel Hayom gazetesinde önceki gün yayınlanan bir makalede, Ortadoğu’da birkaç hafta önce kapalı kapılar arkasında yeni bir devletin kurulduğu öne sürüldü.

Makalede kurulduğu iddia edilen yeni devlet Güney Yemen’den başkası değil.

Kurucusu da Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) desteğiyle Aden’in kontrolünü elinde bulunduran Ayderus ez-Zubeydi başkanlığındaki Güney Geçiş Konseyi (GGK).

Güney Yemen’le İsrail arasında henüz diplomatik ilişkiler olmamasına rağmen “olumlu işaretler” bulunduğuna değinilen makalede, GGK Başkan Yardımcısı Hani bin Breyk’in İsrail ile Arap ülkelerinin ilişkilerini normalleştirmeleri gerektiğini ifade eden tweetlerine dikkat çekiliyor.

Ayrıca İsrail hükümetinin GKK liderleriyle perde arkasında görüşmeler yürüttüğü ifade ediliyor.

Makadele “İsrail’in Yemen’deki gizli dostları” olarak nitelenen GGK yetkililerinden el-Hıdır es-Süleymani, İsrail gazetesinde yazılanlar üzerine yaptığı açıklamada, ulusal çıkarlarına ters düşmediği sürece Güney Yemen’in İsrail’le ilişki kurmaya hazır olduğunu söyledi.

Ayrılıkçı GGK’nın İsrail şemsiyesi altına girme çabası, en büyük destekçisi BAE’nin tavrından bağımsız düşünülemez.

BAE hâlihazırda Arap coğrafyasında İsrail’le ittifak projesinin öncülüğünü yapıyor.

Bu çaba aynı zamanda İsrail aracılığıyla uluslararası toplumun ve özellikle de Amerika’nın desteğini alma girişimi olarak okunabilir.

Muhammed bin Zayed, Birleşmiş Milletler (BM) koridorlarında bağımsızlık için lobi yapabilmesi amacıyla geçenlerde GGK’ya New York’ta ofis açtı.

Yemen’in tek sorunu ne yazık ki Netanyahu’nun kanatları altında gelecek arayan BAE destekli ayrılıkçılar değil.

Diğer yanda da Haşimoğulları sülalesinden oldukları için ülkeyi yönetmenin kutsal hakları olduğuna inanan Husiler var.

Fakat en kötüsü, Yemenlilerin Husi darbesine karşı meşru yönetime destek verecek diye güvendikleri Suudi Arabistan – BAE koalisyonu.

Yemen’e en büyük zararı şu an Yemenlilerin bel bağladığı koalisyon veriyor.

Güney Yemen’deki ayrılıkçıları destekleyerek ülkeyi bölme planları yapan BAE’nin kurduğu milis güçleri Sokotra adasının kontrolünü ele geçirdi.

Kuzeyliler silah zoruyla adadan kovuluyor.

Husilerin başkent Sana’yı işgal ettiği ve koalisyonun Yemen’e müdahalede bulunduğu günden bu yana adada tek bir Husi dahi yok.

Husi darbesine son verme bahanesiyle Yemen’e müdahalede bulunan Suudi Arabistan ve BAE’nin Sokotra’yı GGK’ya altın tepside sunması Yemenlilerde ihanete uğramışlık hissi uyandırdı.

Adada Suudi Arabistan askerleri de var.

Yemenliler bugüne kadar BAE’yi suçlayarak Riyad’dan medet umuyor, Suudi Arabistan’ın ayrılıkçı GGK milislerine engel olmasını bekliyordu.

Son ana kadar bu aşırı iyimserliklerini muhafaza ettiler.

Oysa onlara Riyad’ın Abu Dhabi’yi dizginleyebileceğini düşünmenin yanlış olduğu söylenmişti.

Güneydeki ayrılıkçıların arkasında BAE ve müttefikleri, kuzeydeki Husilerin arkasında da İran var.

Ülkelerinin toprak bütünlüğünü korumak isteyen meşru yönetim destekçilerinin arkasında ise ne yazık ki hiç kimse yok.

Sokotra’yı da kaybetmenin ve dost sandıkları ülke tarafından sırtından hançerlenmenin şokunu yaşıyor, çaresizlik içinde kıvranıyorlar.