Mısır ordusu Cuma sabahı Gazze Şeridi’nin güneyindeki Rafah kenti açıklarında avlanan Filistinli balıkçı teknesine ateş açtı.

Önce teknede bulunan üç kardeşin kaybolduğu açıklandı.

Bir gün sonra da balıkçılardan ikisinin hayatını kaybettiği ve birinin de yaralandığı, gözaltına alınan yaralı gencin Mısır güvenlik güçlerince sorguya çekildiği resmi olarak ilan edildi.

Mısır ordusunun Filistinli balıkçıları hedef alması ilk kez yaşanan bir şey değil.

Örneğin Kasım 2015’te yine bir tekneye ateş açmış ve bir balıkçıyı öldürmüştü.

Oysa Filistinliler benzer durumlarda Mısırlılara komşuluk ve kardeşlik hukuku çerçevesinde gereken misafirperverliği gösteriyorlar.

Ocak 2019’da dalgaların Gazze Şeridi’ne sürüklediği Mısırlı altı balıkçı Filistinliler tarafından boğulmaktan kurtarılmış, güzel bir şekilde konuk edildikten sonra çiçeklerle ülkelerine gönderilmişti.

Gazze Şeridi sakinlerinin dünyaya açılan tek kapıları Mısır ve Gazzeliler gerek Rafah Kapısı’nda ve gerekse Kahire Havaalanı’nda maruz kaldıkları kötü muameleden şikâyetçi.

Fakat başka çareleri yok.

Mısır’ı küstürmemek için kan kustuklarını gizleyip “Kızılcık şerbeti içtik” diyorlar.

Önceki günkü cinayet kişisel bir olay ya da hata değil.

Bilakis darbeci Abdülfettah es-Sisi yönetimindeki Mısır rejiminin uzlaşı yönünde ciddi adımlar atan Filistinlilerden intikamı.

Fetih ve Hamas’ın uzlaşı görüşmeleri için Mısır’ı değil Türkiye’yi tercih etmeleri Kahire’yi kızdırdı.

Abdülfettah es-Sisi, uzlaşı dosyasını elinde tutmak ve Filistinlilere karşı silah olarak kullanmak istiyor.

Uzlaşı dosyasını hiçbir zaman dürüst bir arabulucu olmayan Kahire’nin eline bırakmak Filistin davasına ihanet olur.

Çünkü Mısır rejimi “Yüzyılın Anlaşması” planını destekliyor.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’in İsrail’le imzaladıkları normalleşme anlaşmasını ilk alkışlayan da yine Kahire oldu.

Daha da ötesi, Filistinlilerin “ihanet” olarak gördükleri anlaşmanın Arap Birliği’nde kınanması Mısır tarafından engellendi.

Uzlaşı dosyasının Mısır’ın elinden çıkması, Kahire’nin Filistinlilere baskı yapabileceği bir aracı kaybetmesi anlamına geliyor.

Ayrıca Fetih ve Hamas’ın uzlaşarak Filistin’de birlik ve bütünlüğü sağlamaları Filistin davasını tasfiye planının uygulanmasını güçleştirecek.

Söz konusu plana Mısır da ortak.

Kısacası, tekerine çomak sokulan Abdülfettah es-Sisi öfkesini gariban balıkçılardan çıkarıyor.

Bu arada bir taşla iki kuş vurup dikkatleri ülkesindeki protesto gösterilerinden başka yöne çekmek istiyor.

Zor hayat koşullarında ailelerine birkaç lokma ekmek götürebilmek için avlanan balıkçılara ateş açmanın hiçbir bahanesi olamaz.

Filistinli balıkçıların o sırada Gazze Şeridi karasularında bulundukları belirtiliyor.

Herhangi bir sınır ihlali varsa bile Mısır ordusu isteseydi silahsız balıkçıları tek bir kurşun atmadan gözaltına alabilirdi.

Orada Filistinliler değil de İsrailli balıkçılar olsaydı Mısırlı askerler yine de aynı şekilde ateş açacaklar mıydı?

Bu soruya istisnasız herkesin vereceği cevap “Kesinlikle hayır” olur.

Koltuğunu korumak uğruna kendi halkını dahi katletmekten çekinmeyen Abdülfettah es-Sisi için İsraillilerin hayatı oldukça değerliyken Filistinlilerinki gayet ucuz.