Koronavirüs tüm dünyayı etkisi altına aldı. Vakalar ve ölen kişilerin sayıları hızla artıyor. Türkiye de atmış olduğu adımlarla önemli bir sınav veriyor. Yurt dışından gelenlerin kendilerini 14 gün karantinaya almaları ve herkesin Sağlık Bakanlığının söylemiş olduğu tedbirlere uyması da hayati önem arz ediyor. Peki tüm dünyayı etkisi altına alan bu virüs kültür sanat hayatımızı nasıl etkileyecek ve biz neler yapacağız?

Son zamanlarda en çok kullandığımız kelimeler: ‘Koronavirüs’, ‘karantina’ ve ‘ertelendi’. Ertelendi kelimesini de en çok kültür sanat organizasyonlarının ertelenmesiyle ilgili kullanıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı,14 Mart Cumartesi gününden Nisan ayının sonuna kadar Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne bağlı olarak gerçekleştirilecek tüm sanatsal etkinliklerin ertelenmesine karar verdi.

İnsan sağlığı açısından bu karar isabetli oldu. Bunun yanında belediyeler, dernekler, ve özel organizasyonlar da ‘erteleme’ kararlarını duyurdu.

Kültür sanat sezonu içerisinde bahar ayı olarak nitelendirilen, çok fazla etkinliğin yapıldığı Mart ve Nisan aylarında bu kararın alınması sanat organizasyonlarını da vurdu. Konserler, tiyatro oyunları, film gösterimleri, edebiyat buluşmaları… Hepsi ertelendi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy geçtiğimiz hafta özel tiyatroların temsilcileriyle görüştü. Ersoy, özel tiyatroların başvurularını aldıktan sonra haftaya cuma günü bir toplantı daha yapıp bir sonraki hafta içinde özel tiyatrolara nasıl bir destek paketi sunulacağını açıklayacak.

Sayın Kültür ve Turizm Bakanı’nın desteği çok önemli ve yerinde.  Peki karantina sürecinde kültür sanatla ilişiğimizi nasıl koparmayacağız? Bir tiyatro oyununu salonda izlemenin ve bir konseri canlı dinlemenin yerini hiçbir şey tutamaz, biliriz. Fakat şu süreçte önemli olanın yaraya merhem olmak olduğunu düşünürsek şunları yapabiliriz: Başta TRT olmak üzere radyolar ellerindeki radyo tiyatrolarını güncellemeli. Yeni radyo tiyatroları ve ‘arkası yarın’lar seslendirilmeli.

Yapılan yeni seslendirmelere TRT aracılığıyla devlet, özel radyolarda seslendirilecek oyunlara da özel firmalar sponsor olmalı. Bu vesileyle radyoya ve radyo tiyatrosuna olan farkındalığı artırabiliriz. Erteleme kararı verilen bazı sanatçıların konser kaydı var ise TV’de konser saati diye bir zaman dilimi konulmalı. Bunun yanı sıra sanatçılar sosyal medya hesaplarından dinleyicilerine canlı yayın da yapabilirler. Sanatçı Haluk Levent’in bu konuda da çok iyi bir örnek olduğunu da gözlemliyoruz. Yapmış olduğu yayınlar ilgiyle takip ediliyor.

Vizyonda olan filmlerin sahipleri filmlerini dijital platformlara vermeli. Dağıtım problemi yaşayan ve ‘arthouse’ ya da ‘bağımsız film’ diye nitelendirdiğimiz filmlere de öncelik verilmeli.

Okuyamadığımız kitapları mutlaka okuyalım. Bu süreçte e kitap olarak internetten satılan kitapların fiyatları da aşağı çekilsin ki daha ‘sağlıklı’ okuyalım.

Resim, plastik sanatlar, hat, tezhip, ebru ve minyatür gibi sanat dallarında çalışmalar yürüten sanatçılarımızın üretimleri devam etmeli. Onlar üretmeli biz de onlara kıymet katmalıyız.

Zaman ve mekan değişebilir ama kültür sanat yaşamaya devam eder.

Başımızdaki sorunların bitmesi ümit edip öyle dua ediyoruz.

Sağlıkla ve sanatla kalın….