Geçtiğimiz hafta içinde Irak Başbakanı Kazımi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daveti üzerine Türkiye’ye geldi. Son dönemlerde ikili ilişkilerdeki yumuşama ve etkileşim nedeniyle bu ziyaret son derece önem taşıyordu.Çünkü iki ülke Haydar İbadi ve Abdul Mehdi döneminde ciddi gerginlikler yaşadılar. İki ülke arasındaki görüşmelerin boyutu ve dört ana konu hayati önen taşıyordu: PKK, DAEŞ, Su ve ikili ticaretteki çifte vergilendirme masaya yatırılacak önemli konular arasındaydı.

Ziyaret son derece verimli geçti. Özellikle iki ülke güvenlik diplomasisi önemli görüşmeler yaptılar. Şengal bölgesinin PKK’dan temizlenmesi bölgenin IKDP yönetimi ve Irak merkezi hükümetinin kontrolü altında tutulması, DAEŞ ile mücadele ve Kuveyt’te yapılan Irak’ta DAEŞ nedeniyle zarar gören alanların yeniden inşasında Türkiye’nin üstleneceği rol, Cumhurbaşakanı Erdoğanın’ın üzerinde önemle durduğu ve eski bakanlardan Veysel Eroğlu’nu özel temsilci olarak atadığı Türkiye ve Irak arasındaki Dicle ve Fırat sularının kullanımı meselesi, yeni açılacak olan Ovabağ sınır kapısı ve beraberinde iki ülke arasında uygulanan çifte gümrüklemenin ortadan kaldırılması çalışması önem arzediyordu.

Kazımi eski Irak İstihbarat başkanı olması nedeniyle süreç içinde çok defa Türkiye gelip gitmiş bir olarak Türk güvenlik bürokrasisi ile yakın ilişkileri olan biri, ABD ve zorunlu İran desteğiyle beraber Irak içinde son yıllarda halk içine karışabilen ilk başbakan olması ve yine son günlerde Kürdistan bölgesinde yapılan bir alan araştırmasında çok güvenilen siyasetçi olarak çıkması nedeniyle daha bir özgüvenle geldiği Türkiye’den güzel çalışmalarla geri döndü. İşbirliği protokolleri imzalandı ve önümüzdeki günlerde iki ülke bu protokollerin yansımasını görecektir.

2017 yılında yapılan bağımsızlık referandumu sonrası Kürdistan bölgesinin görece zayıflaması, bölgedeki sınır kapılarına Irak merkezi hükümetinin askerlerinin yerleşmiş olması, Halkın merkezi hükümete destek olmaya başlaması komşu ülke Irak içinde istikrar sağlayacak komşu ülkeden gelebilecek tehlikelere karşı daha savunulabilir bir alan oluşmasını sağlayacaktır. PKK’nın geçtiğimiz on günlük süreç içinde bölgesel yönetim sınırları içinde bulunan Süleymaniye ve Halepçe kentlerinde memur  maaşları nedeniyle yapılan gösterileri manipüle etmesi ve bazı yerlerde silahlı saldırılar düzenlemesi bölgede kartların yeniden karılmasına ve ciddi savunma alanları oluşturulmasına neden olacaktır. Kazımi’den sonra bölgesel yönetim kurmaylarından önemli bir ismin kısa süre içinde tekrar Türkiye’ye çağrılması ve gerekli düzenlemeler üzerinde çalışılması önümüzdeki sürecin gerçeklerinden olacaktır.

ABD’de yeni başkanın göreve başlamasıyla beraber, her ne kadar ABD tarafından geçtiğimiz günlerde kabul edilen CAATSA yasasının Türkiye’ye de uygulanması ve yaptırımlar konusu olsada, yeni bir 3’lü güvenlik çalışması yapılacaktır. (Türkiye-Irak-ABD) bölgede DAEŞ gibi bir örgüt olduğu sürece bölge ülkeleri de buna mecbur kalacaktır.

Kazımi ziyareti birçok açıdan önemli sonuçlar doğurdu. Ama Türk basının müthiş başarısı neticesinde yemek masasının görüntülerine kurban edilmeye çalışılıyor. Kazanımları görmemek için yemek masasını bahane eden güruh bölgede yeni bir ivme oluşturacak bu çalışmayı ne kadar baltalamaya çalışırsa çalışsın bölge güvenliği bu görüşmenin sonuçlarından etkilenecektir.

Vesselam…