Geçen günlerde sosyal medya hesaplarımdan, üyelerindeki intihar vakalarının artması sebebiyle Güney Kore merkezli bir müzik türü olan K-Pop’un yasaklanması gerektiğini ifade eden bir paylaşım yapmıştım. Buna gerekçe olarak da şunları yazmıştım:

Gençlerin dimağlarını dumura uğratan, zihinlerini bulandıran, fikirlerini felç eden, iradesini yok eden, milletiyle bağını koparan, değerlerine düşman eden, kapitalist düzene köle eden, kişiyi kendi olmaktan çıkarıp bir taklide ve özentiye kurban eden K-Pop yasaklansın!..

Gençler kurtarılsın, bağımlılık bitsin, beyin yıkama son bulsun, değerlerimiz aşınmasın, cinsiyetler yozlaşmasın, insanlar köleleşmesin.

Bunu yazdıktan sonra özellikle Instagram hesabımdaki paylaşımın altına akıl almaz yorumlar yapıldı. Yorum yapanların hemen hemen hepsinin 13 ila 20yaş arasında olduğunu tahmin ediyorum. Yorumlar 300’lere yaklaşınca ve hemen hemen hepsi de ağır küfürler içerince hesabı bir süre korumaya aldım. Sonra yeniden açınca ağır küfürler, hakaretler ve şikâyetler kaldığı yerden devam etti. Özelden atılan mesajlar ve etiketlemeler de cabası…

İyi bir sosyal deney oldu aslında ama sabretmesi biraz zordu.

İlginç olan ise şuydu: Yorum yazanların hepsi; K-Pop denen müziğin kendilerini olumsuz etkilemediğini, aksine kendilerini tanıyıp sevmelerini sağladığını söylüyorlardı.

Ancak,

Yorum yazanların çok azı kendi ismini ve resmini kullanıyordu. Hemen hemen hepsinin profil resmi, ismi ve sayfadaki paylaşımları K-Pop şarkıcılarına aitti.

Hepsi aşırı şekilde argo ve küfür kullanıyordu ve maalesef yüzde doksanı kız idi.

Yaş olarak kendilerinden çok büyük olduğumu bilmelerine rağmen hiç utanıp çekinmeden çok ağır küfürler ediyorlardı.

Tamamı, Türkçeyi berbat kullanıyordu.

Hepsi aşırı makyajlı ve kadın mı erkek mi olduğu belli olmayan tipleri normal buluyor ve fanatik derecesinde destekliyordu.

Bağımlı olmadıklarını iddia ediyorlardı ama o gruplar olmadan yaşayamayacaklarını hatta intihar edeceklerini söylüyorlardı.

Hiçbirinin bizim örfümüz, âdetimiz, geleneğimiz, göreneğimiz, dinî inançlarımız konusunda bir kaygısı yoktu ve bize dair herhangi bir emare göstermiyorlardı.

Bir paylaşım altına bu kadar kısa sürede organize olan ve ahlaksızlığı, cinsiyetsizliği, kimliksizliği, kültürsüzlüğü, görgüsüzlüğü, inançsızlığı bu kadar cansiperane bir şekilde savunan çocuk denecek yaştaki gençlik gerçekten ürküttü beni.

Biz ne zaman ve nasıl bu hâle geldik. Evlatlarımızı, çocuklarımızı, gençlerimizi, güvencemiz olan yeni neslimizi hangi ara böylesine kaybettik.

Güney Kore merkezli bu gruplar ve müzik türü ile ilgili tez elden önlem alınmazsa toplum sağlığı açısından, milletimizin geleceği yönünden hoş olmayan sonuçlarla karşılaşacağız.

Ey anneler ve babalar, çocuklarınıza sahip çıkın!.. Çocuklarınızın kimleri dinleyip, izleyip örnek aldığından haberdar olun!..

Yetkililerimiz, konuyu etraflıca araştırıp neler yapılabileceği konusunda acilen çalışma başlatmalı!..