Bu hafta başında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Güven Endeksini açıkladı fakat diğerlerinden farklı olarak.

Farkı endeksin hesaplanmasında değişen veri gruplarıydı. Yani bundan önceki hesaplamalarda kullanılan veriler;

Gelecek 12 aya ait hanenin maddi durum beklentisiGelecek 12 aya ait genel ekonomik durum beklentisiGelecek 12 aya ait işsiz sayısı beklentisiGelecek 1 aya ait tasarruf etme ihtimali

Bu ayla birlikte bundan sonraki dönemde kullanılacak veriler ise;

Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisiGelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisiGeçen 12 aylık döneme göre mevcut dönemde hanenin maddi durumuGelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi

Verilere genel anlamda bakıldığında iki veri setindeki değişme göze çarpıyor.

Daha önceden işsizlik ve tasarruf etme ihtimalleri üzerinden hesaplamalar yapılırken artık bunların yerine geçmiş bir yıllık döneme göre evlerdeki insanların maddi durumları ile gelecek bir yıl için insanların tüketim mallarına harcama yapma düşünceleri üzerinden bir hesaplama yapılacaktır.

Özellikle pandemi süreciyle birlikte işsizliğin hızla yayıldığı dünyamızda artık tasarruf etme eğilimlerinde de çok ciddi bir düşüş yaşanmaktadır. Çünkü insanoğlu öncelikle temel ihtiyaçlarını giderebilmelidir ki tasarruf etmeyi düşünmeye başlayabilsin.

İşsiz kalan insanoğlunun ilk amacı da yeni bir iş bulma ve yeni bir gelir elde etme üzerine olacağı için tasarruf artık düşünülmeyecektir bile.

Yeni formatta ki tüketici güven endeksi hesaplamasına göre eylül ayında ağustos ayına göre endeks 2.6 puan artarak 82 puan olarak gerçekleşmiştir.

Eğer bu hesaplama eski formata göre yapılsaydı artış 2.6 puan yerine 2.2 puan olarak gerçekleşmiş olacaktı. Buradan eski format ile yeni format arasında ciddi bir ayırım olduğu sonucuna ulaşmak mümkündür.

Yeni formatta daha çok tüketim konularında özel tüketimlerin endeksi ne kadar etkilediğinin üzerine hesaplamalar yapılacağından burada ki sonuçları daha dikkatli okumak gerekir.

Bunların yanında her bir hesaplama kalemine ayrı ayrı baktığımızda ise önümüze şöyle bir manzara çıkmaktadır.

Ülkemizdeki her bir hanenin maddi durum endeksi yüzde 5.8 artarken, geleceğe yönelik hanenin maddi durum beklentisi endeksi yüzde 1.7 artmıştır.

Önümüzdeki bir yıl için genel ekonomik durum beklentisi yüzde 4.8 oranında artış gösterirken yine geleceğe yönelik olarak insanların dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi yüzde 1.3 düzeyinde sınırlı bir artış göstermiştir.

Son iki veriyi okuduğumuzda şunları söyleyebiliyoruz; bir yıl sonrasında insanımız gelirinin azalacağını bugünden çok rahat görüyor bu birincisi, diğeri ise insanımız temel tüketim mallarına yapacağı harcama için bir bütçeyi düşündüğünden dayanıklı tüketim mallarına yapacağı harcamanın çok ama çok sınırlı kalacağını bugünden ön görebiliyor.

Dolayısıyla bu realiteler üzerine ekonomik teşvikleri ve paketleri planlamamız gerekiyor.

Şayet bu yönde bir planlama yapılmazsa yeni formattaki tüketici güven endeksleri sonuçları da olumsuz gelebilecektir.