Türkiye 60 sene sonra yerli arabasını üretti. Buna sevinmeyenin memleket sevgisinde sıkıntı vardır. Türkiye’nin kendi arabasına sevinmeyen insan, Türkiye’nin iyiliğini düşünmüyordur. Kim sevinmeyenler? Alay ediyorlar. Kimler? Beyaz Türkler, Türk solu. Devrim arabası sakata geldiğinde, devrim arabasının emekçilerine zulmedenler. Bu memlekete heykelden başka bir tane çakılı çivisi, dikili taşı olmayanlar. Her dönem Türkiye’nin bir kesimine zulmedenlerin zihniyeti alay ediyor yerli arabayla. Müslümanların döneminde bir başarı olduğunda içine sindiremeyenler, kendilerine yediremiyorlar.

Kimler seviniyor? Devletini, memleketini sevenler. Garibanlar. O yerli arabayı belki de alamayacak olanlar. Benim gibi tıpkı. O kurt bakışlı, elleri nasır tutan insanlar, bacasız evin müdavimleri, elektrik faturasını her ay dert edinenler; yerli arabayla gururlanıyor. O insanlar ekonomik kriz olduğunda “biz az yeriz, devletimiz dik dursun” diyen insanlar. Beyaz Türklerin alayını topla, onların tırnağı etmez. Evi tarhana kokan insanlar onlar.

İşte o insanları yaşatmak devletin de milletin de asıl görevidir. Çünkü şehadet o evlere yakıştı hep. Onlar evlatlarını şehit etti. 15 Temmuz’da sokakta onları gördük. Bir tane zengini, ünlüyü, iş adamını ve çocuklarını görmedik. Mezar taşı değil de bir tahtaya yazıldı isimleri.

O insanlar asgari ücretle geçinen insanlar. O insanları yaşatmak! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın! Bu düstur unutulmasın, unutulmamalı.

Bu devlet daha çok yerli araba, SİHA’lar üretir, üretecek de. Ben inanıyorum. Çünkü devletime çok güveniyorum. Ancak insanı yaşatamazsak vebali çıkar. Garibanın boynu eğik durursa vebali çıkar. Çünkü Allah garipleri sever.

Mevcut şartlarda Türkiye’de asgari ücrete, 2300 liraya kimse geçinemez. Bu bir gerçek. En iyi ihtimalle; 900 lira kira, 80 lira elektrik, 30 lira telefon, 30 lira su, 200 lira doğalgaz, 500 lira tek çocuğun masrafı, 350 lira mutfak, 60 lira aidat, 60 lira dolmuş/ metro. Bu şekilde bile 2210 lira tutuyor. Çocuğu birden çok olan ne yapacak? Çocuğu şehir dışında okuyorsa ne yapacak? Yurtlar 600-700 lira. Kitap masrafları var. Ki bir de kişisel masraflar var. Çay 1,5 lira. Şampuan alsan 30 lira. Ailecek sinemaya gitsen 80 lira.

2019’da kredi kartı kullanımı 1 trilyon lirayı bulmuş! Bu dehşet bir rakam! İnsanlar ek giderleri karttan harcıyor, asgari ödeme yaparak ay deviriyor, idare ediyor. Ki bu işin bir de faiz boyutu var. Türkiye’de kişi başı kredi borcu 17 bin lira. Mevcut şartlarda kimse ev alamaz, araba alamaz. Para biriktirerek de alamaz, biriktiremez çünkü. Zam gelirken sürekli, maaşlarla dengelenmiyor. Krediye ben karşıyım, faiz düşük de olsa haramdır. Ömür boyu kira mı, faiz mi deseniz, ben kira derim. Faiz, Allah ve Rasülullah’a savaş açmaktır. Demek istediğim başka. İnsanları faize yönelmekten kurtarmak da görevdir.

Unutmayalım: Bu memleketi garibanlar ayakta tutuyor. Zengin sadece yolunda. Garibanları da ayakta tutalım!