Asıl meseleye geçmeden şu hususu vurgulamalı.

Dil, ‘anlam’ın belirleyicisidir.

Konuştuğunuz dilin içindeki kavramları, tanımları siz belirlememişseniz çoktan teslim olmuşsunuz demektir. Bu nedenle kullandığımız kelimelere dikkat etmeliyiz.

Suriye meselesinde bir güç, terör örgütü üzerinden bir oyun tezgâhladı. Bu oyunda bazı yerleşim yerlerini sembolleştirmeye çalıştı. Bu alanları adeta tepsiyle PKK-YPG’ye sundu. Suriye’nin kuzeyinde planlanan PKK oluşumunun tamamına Rojava tanımlamasını getirdi. Sözde Rojava’nın içinde yer alması planlanan küçük ölçekli yerleşim yerlerine de yeni isimler verdi. Bunların içinde en sembolik olanı; Kobani’dir. Ayn el-Arap’ı silip yapay bir şekilde Kobani’ye dönüştürenler, sonra yerli halkı buradan kovarak, terör sempatizanlarını bu topraklara yerleştirdi. Bu durum adı konulmamış bir savaş suçudur.

Ülke olarak bu müdahalelere sessiz kalmadık, kalmıyoruz.

Bu topraklardaki toplum mühendisliğine “hayır” diyoruz.

Bu toprakların isimlerinin değiştirilmesini reddediyoruz.

Biz; kadim geçmişe sadık kalarak, bu toprakların öz yapısının korunması için çaba sarf ettik ve edeceğiz.

Bu çaba bazen masada diplomasiyle, bazen topla-tüfekle, bazen de konuştuğumuz dilde seçtiğimiz ‘kelimeler’ ile olur.

O nedenle Kobani değil ısrarla Ayn el-Arap demeliyiz.

TSK ARACINI TAŞLAYANLAR

Gelelim güncel meselelere…

Geçtiğimiz günlerde Türk ve Rus ortak devriyesi Ayne-l Arap’ta faaliyet gösterirken, Türk araçları PKK sempatizanları tarafından taşlandı.

Ayn el-Arap’ı Kobani yapmaya çalışanlar, Arap halkı kovup PKK sempatizanlarını oraya yerleştirenler anlaşılan kolay kolay bu bölgeden çıkma taraftarı değil.

Özellikle Ayn el-Arap üzerinden yeni bir terörist parlatılmaya çalışılıyor. Mazlum Kobani ismini koydukları terörist üzerinden de anlıyoruz ki birileri “Kobani” isminde ve bu ismin getirdiği tüm sorun alanlarında ısrar edecek.

Fakat bilinsin ki; Türkiye çok kararlı.

Barış Pınarı Harekatı bitmiş değildir. Son terörist bu bölgeden çıkıncaya kadar, tüm yabancı ülkeler bu topraklardan çıkana kadar biz de oradayız.

Türkiye, Zeytindalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla Rojava denen adi projeyi çöpe atmıştır.

Kobani denilen yer tüm unsurlarıyla Ayn el-Arap şartlarına dönüştürülmeden, yerel halk topraklarına döndürülmeden tehdit tam anlamıyla bitmiş sayılmaz.

Rojava şu an can çekişiyor.

Öldürmek ve yok etmek için sözde Kobani projesini de boğmak gerekir.