Türkiye’nin, yer aldığı coğrafya içerisinde ‘proaktif politikalar izlemesi ve bölgesinde önemli bir güç haline gelmesi’ başta küresel mafya ABD olmak üzere, AB’den birçok ülkeyi ciddi şekilde rahatsız etti. Dolayısıyla hafta başında bu ABD’li at hırsızları, S-400’leri bahane ederek ülkemize karşı uygulanmak üzere kendilerince tek taraflı olarak bazı yaptırım kararları aldılar. Bu yaptırımların sebebinin yalnızca S-400’ler olmadığı artık herkesin malumudur. Sicili kirli ve karanlık olan bu haydut ülke ABD’nin “Hasımlarına Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasasını’’ (CAATSA) uygulamaya koymasının asıl sebepleri çok farklıdır. Hatırlarsanız; Obama giderayak 15 Temmuz hain darbe girişimin pasını 1 Dolarlık hainler üzerinden Trump’a vermişti. Şimdi de Trump, giderayak bu yaptırımların pasını taktik hamle ile usulca tekne kazıntısı Biden’a veriyor. Küresel güçlerin kuklası bu deyyuslar, sözüm ona bu oyunlarla bizleri yola getireceklerini düşünüyorlar…

Kıymetli dostlar bu haydut ABD’nin asıl karın ağrısı, yukarıda da belirttiğim gibi ‘’Türkiye’nin proaktif politikalar izlemesi ve bölgesinde önemli bir güç haline gelmesidir.’’ ABD’nin NATO ülkelerine “Türkiye’yi artık durdurun” diye avazı çıktığı kadar böğürmesinin de sebebi esasen budur. Türkiye’nin Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ‘Karabağ savaşındaki’ kilit rolü, Doğu Akdeniz’de uygulanan ‘Mavi Vatan Doktrini’, kendi sondaj ve sismik araştırma gemileriyle Karadeniz’de doğalgaz bulması, bunların alayını zıvanadan çıkarmıştır. Yine öte taraftan Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD-YPG terör örgütünün ‘devlet kurmasına’ müsaade etmemesi, ‘savunma sanayiinde’ üreten ve yurtdışına silah satan bir ülke haline gelmesi, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile sürekli ters düşmesi, haydut ABD’yi adeta çıldırtmıştır. Esasen bu yaptırımlarla, 15 Temmuz’da avucunu yalayan darbeci ABD, Türkiye’yi ‘hasım ülke durumuna’ sokarak, tüm dünyaya yakın gelecekte ‘Türkiye ile mücadele edeceğini’ açıkça ilan etmektedir. Tırsak ve yarı egemen AB liderleri de Türkiye’ye karşı yaptırım konusunu mart ayına erteleyerek, umutlarını ABD’nin yeni başkanı, hayattan kovulmuş Joe Biden’a bağlamışlardır. Başta ABD olmak üzere, Türk ve İslam düşmanı bu ülkeler açıkça diyorlar ki: “Türkiye her daim ABD’ye bağlı uysal bir koyun, ya da uslu bir çocuk olsun! Jeopolitik iddialarının alayından derhal vazgeçsin. Suriye’de Siyonist İsrail’in kontrolünde bir PKK devletçiği kurulmasına ses etmesin. Bilgimiz dışında kafasına göre sismik arama yaparak gaz ve petrol aramak da neymiş? Gemilerini Doğu Akdeniz’den hemen geri çeksin. Onayımızın olmadığı S-400’leri de Rusya’ya derhal iade etsin. Bir de savunma sanayinde icat çıkartıp ‘Yerli ve Milli Savunma Sanayii’ diyerek sinirlerimizi bozmasın. Biz uygun gördüğümüz silahları, uygun gördüğümüz fiyattan, bize doğrultmamak şartı ile onlara veririz.’’ Olur, görürsek söyleriz…

Kıymetli dostlar;  tüm dünyada kartlar yeniden karılmakta ve tüm ülkeler siyaseten ve ekonomik bakımdan yeni bir döneme girmektedir. Türkiye uzunca bir süredir, 2023 Vizyonu ile bu yeni döneme güçlü bir şekilde hazırlanmaktadır. Bunun farkına varan sicili kirli emperyalist ülkeler, Türkiye’ye fren yaptırmaya, önünü kesmeye ve yolundan çevirmeye var gücü ile çalışmaktadırlar. Emperyalist küresel güçler istiyorlar ki: “Eskiden olduğu gibi Türkiye, onlar ne istiyorsa hemen sorgusuz sualsiz yerine getirsin. Egemenliği, bağımsızlığı falan asla dillendirmesin. İçimizdeki aydın görünen karanlıkların yaptığı gibi hiçbir konuda hiçbir iddiası olmasın. Öyle petrolmüş gazmış, uzaymış silahmış, savunma sanayiymiş boyundan büyük işlerle uğraşmasın! Verdiklerimizle yetinsin ve sadece tüketsin. Ha bir de ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyerek falan da dünya üzerinde kurduğumuz o sömürü sistemine de çomak sokmasın. Ve dahi horul horul uyuyan İslam âlemini uyandırmasın…’’

Kıymetli dostlar deyin hele! Belanın irisi, bu haydut ABD’nin kaldırım kabadayılıklarına ve buyrukçu söylemlerine eyvallah edecek miyiz? Kendinden olmayanları emperyal heveslerle fersah fersah ötelerden tehdit etmesine, racon kesmesine müsaade edecek miyiz? Pusuya yatıp, ABD’den yeni bir hamle bekleyen yarı sömürge AB ülkelerini sevindirecek miyiz? Ya da apartta bekleyen içimizdeki gönüllü kölelere, beyinleri bacaklarının arasında olan siyasilere fırsat mı vereceğiz? Deyin hele! Bu soysuzların ‘Erdoğansız bir Türkiye’ hayallerine müsaade mi edeceğiz? Asla! Ahitleştik bir kere çıktığımız bu kutlu yoldan geri dönmeyecek, irademizi boğdurmayacağız. Vesayetle yönetme alışkanlığından kurtulamayan ve zihin altını zapt edemeyenlerin bu terör baronlarına, asla teslim olmayacağız. Bugün itibarı ile Türkiye, Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde acının kavurduğu mazlumların, dünya Türklerinin ve Müslümanlarının tek ümididir. Türkiye emperyalist terör baronlarına karşı İslâm ümmetinin onuru ve değerlerini koruyan tek ülkedir. Türkiye artık eski Türkiye değildir. Yüzyıllardır yok sayılan, sömürülen, vesayet altında tutulan, Amerikan zorbalığının ve faşizminin altında ezilen Türkiye ise hiç değildir!

Bre ikiyüzlü eblehler! Bre insanın gözünden sürmeyi çalan ruhsuzlar! Hasım mısınız, hısım mısınız bilesiniz ki artık belli olmuştur. Lafa gelince “müttefik, stratejik ortak, dost, most’’ diyorsunuz ya! Ha artık o martavalların hiçbirini bizler yutmuyoruz. Kiminle aşık attığınızı iyi belleyesiniz! Dostsanız dost gibi, düşmansanız düşman gibi davranasınız. Çünkü artık ne heba edecek paramız, ne de kaybedecek yıllarımız vardır. Unutmayasınız! ‘’Bizde edebiyle gelen, adabıyla karşılanır, lakin ihanet etmeye kalkarsa, hak ettiği şekilde uğurlanır!’’ Şunu da söyleyeyim de içimde kalmasın; Artık bizi eskisi gibi sömüremeyeceksiniz OOOHHH… Paralarımız cebimizde kalacak OOOHHH…

Selametle…