Her şeyin bir başlangıcı bir de sonu vardır. Lakin bilesiniz ki başlamak her daim güzeldir. Bitişler ise hep hüzünlüdür. Eğer bir şeyin bitme vakti geldiyse artık geçen zamanın bir önemi kalmamıştır. Bu cümleden olarak, demem o ki kıymetli dostlar; Diriliş Postası Gazetesi ile “Gayret bizden, Tevfik Allah’tan’’diyerek başlamış olduğum dört yıllık yolculuğun, bugün itibarı ile sonuna gelmiş bulunmaktayım. Yani bugün, bu yazıyla müsaadenizi rica ediyorum…

Günler adeta bir nehir gibi akıp geçiyor değil mi? Lakin bilesiniz ki, Bismillah deyip sizleri selamladığım o güzel günü ben zinhar unutmadım. Ve o gün yazdıklarım havsalamda olduğu gibi yerli yerinde duruyor. O gün sizleri nasıl selamlamıştım anımsıyor musunuz? Hatırlatayım o vakit; “Selam olsun güzel ülkemin güzel insanlarına. Selam olsun yüreği daralmış mazlumların sahibine. Selam olsun Amine’nin rüyasına. Selam olsun yetimler yetimine. Selam olsun hakkı hak bilip ona tabi olan, batılı batıl bilip ondan uzak duranlara. Selam olsun ölümü kefeniyle karşılayan Mehmet’lere. Selam olsun derdi olanlara, gecesini gündüzüne katıp bu ülke için çalışanlara. Selam olsun Allah’a ve Resulüne iman etmiş tüm dünya Müslümanlarına. Selam olsun yitik cennetimize, büyük yürüyüş ve diriliş sevdalılarına. Selam olsun Çanakkale ruhuna ve istikameti kızıl elma olanlara. Ve hamdolsun galip olan Allah’a!’’ Heyhat günler ne de çabuk geçiyor…

Evet, kıymetli dostlar bu selamlama ile başlayan yolculuğumuzda bir fikir işçisi olarak, gücümün yettiği, dilimin döndüğünce doğru bildiğimi yazmaya inandığımı sizlere paylaşmaya çalıştım. Hak bildiğimiz davada eğilip bükülmeden samimi bir şekilde kardeşçe düşünmek, aşkın ve muhabbetin kaynağına inmek için elimden gelen gayreti gösterdim. Çünkü biliyordum ki bizim davamız, kuru bir cihangirlik davası değildi! Bizim davamız Allah Resulü’nün davasıydı. Bizim davamız vatan, bayrak, ümmet davasıydı. Bizim davamız İslam’ı cihana hâkim kılacak Nesl-i Fatihan’ın davasıydı. Velhasıl dostlar bizim davamız, davasına sevdalıların davası ‘’İslam’’davasıydı…

Bu bugün de öyle yarın da öyle olacak Allahın izni ile. Bu cihanda nefes alıp verdiğimiz sürece davamıza olan sadakatimiz sekteye uğramadan ve sendelemeden devam edecek inşallah. Rabbim bu davaya gönül verip bedel ödemişleri ve bu ülke için yanmışları merhametinden ve istikametinden ayırmasın.

Amma velâkin on iki yılı aşan bu yazarlık serüvenimde zihni berraklığımı tazelemek ve kendimi tamir etmek için şimdi biraz soluklanmak istiyorum dostlar! Bu süreçte heybemde biriktirmiş olduğum kırgınlıklarım ve kırılmışlıklarım da belki geçer. Kendi mutsuzluğum pahasına herkes mutlu olsun diye değmeyenler için kendimi yormuşluğum da… Kaderinden kaçamazsın! Bunun için de sanırım şimdi gitmem gerekiyor. Kendimi dinlemek, sözü dinlendirmek ve dahi iyi demlenmek için… Evet, şimdi demir alma vakti. Ne diyordu üstat ‘’Artık demir almak günü gelmişse zamandan, meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan…’’ Bu vesile ile öncelikle Diriliş Postası Gazetesi’nin imtiyaz sahiplerine ve üst yönetimine, böyle güzel bir gazetede yazma gururunu bana yaşattıkları için şükranlarımı sunuyorum. Tamamen kendi istek ve arzumla yazılarıma son verme niyetimi anlayışla karşıladıkları içinde kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum. Önce nazımızı, sonra da kahrımızı çeken ve böyle güzel bir gazetenin çıkmasında emeği geçen tüm Diriliş Postası çalışanlarına da minnettarım.

Ve asıl müsaadeyi affınıza mağruren siz kıymetli okurlarımdan istiyorum. Bu köşenin sadık takipçilerinden bolca helallik diliyorum. Yayınlanan her yazımdan sonra, sosyal medya üzerinden tarafıma ulaşarak beni essahtan yazar gibi hissettiren ve her hafta destek mesajları ile beni onurlandıran bütün okurlarıma da buradan şükranlarımı bildiriyorum. Yazılarımı seven sevmeyen, benimle aynı dünya görüşünde olan, ya da olmayan, bilerek ya da bilmeyerek kırdığım, döktüğüm, üzdüğüm herkesten helallik istiyorum. Lütfen haklarınızı bana helal ediniz!Benden yana varsa bir hakkım hepinize helal olsun. Sanırım artık başka bir lafa da hacet yok! Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş. Sürç-i lisan ettiysek affola. Yeni yılımız hayırlara vesile olsun inşallah. Görüşmek dileğiyle, en güzele emanetsiniz. Hepinizi özleyeceğim.

Selam ve dua ile Allah’a ısmarladık…

Selametle…