Ne zaman bir seçim, referandum falan yapılacak olsa CHP’liler uçuk kaçık yalanlar söylemeye başlıyorlar. Hoş diğer zamanlarda da pek farklı değiller ama bu zamanlarda ipin ucunu epey kaçırıyorlar. Şimdi yine önümüzde bir referandum var ve CHP’liler yine doğalarının gereğini yapmaya başladılar. İlk önce Kılıçdaroğlu çıkıp “Bu ülkeye başkanlık sistemini kan dökmeden getiremezsiniz” tehdidinde bulundu ki dikkat edin bu adam genel başkan, adam dediğim için de şimdiden özür dileyeyim ki kızmasınlar. Biliyorsunuzdur, Meclis başkanı bir defasında bunlara ‘adam’ demişti de topluca ayaklanıp “Biz adam değiliz” diyerek itiraz etmişlerdi. Her neyse, Kılıçdaroğlu’nun tehdidiyle alakalı mıdır değil midir bilemiyorum ama sistem değişikliği teklifi epey bir kan döküldükten sonra komisyona geldi. Komisyonda teklifin doğrusunu yanlışını tartışmak yerine saçma sapan protestolarla zaman öldüren CHP’liler, teklif Meclis Genel Kurulu’na geldikten sonra daha da bir tuhaflaştılar. Altı saatte oy kullananı da vardı kendisini ulu orta kelepçeleyeni de, meclis kürsüsünü işgal etmelerini demokratik hakları saysak bile on beş bin euroluk mikrofonu ne yaptıkları hala merak konusu, çalmışlar demeyelim ama o mikrofon o gün bugündür ortalıkta yok. AK Parti milletvekillerinden Fatih Şahin’in arkasından sinsice gelip kalleşçe yumruk atıp sonra da dörtnala kaçmaları çok utanç verici, Muhammet Balta’nın ayağını ısırmaları da çok komikti, öyle ki ciddiyetiyle meşhur Devlet Bahçeli bile dayanamayıp katıla katıla gülmüştü. Her şeye rağmen teklif Meclis’ten geçip halkın önüne gelince bu sefer de halkın zekâsını aşağılamaya başladılar. “Evetçiler neye evet dediklerini bilmiyorlar” dediler, ken- dilerinin neye hayır dediklerini bilmedikleri ortaya çıktı. ‘Tek adam rejimi gelecek’ yalanıyla başlattıkları propagandalarını milleti aptal yerine koyacak kadar saçma yalanlarla devam ettirdiler. Krallıkla yönetilen Fas’ın kralının, bakın iyi okuyun ‘kralın’ on yaşlarındaki oğlunun videosu eşliğinde “Fas’ta başkanlık var başkanlık babadan oğula geçer” yalanını bile söylediler. Bir de ‘Hadi Cumhurbaşkanı yardımcısı bir deli olursa, cumhurbaşkanı yurtdışına çıktığında abuk sabuk şeyler yaparsa’ diyerek üretmeye çalıştıkları bir korku var ki, sanırsınız cumhurbaşkanı yardımcıları başlarında hunilerle dolaşacaklar. Şu an cumhurbaşkanlığı sistemi olsa cumhurbaşkanı yardımcıları muhtemelen Devlet Bahçeli, Binali yıldırım, Yalçın Topçu, Süleyman Soylu gibi isimler olurdu, bırakın bu isimleri, cumhurbaşkanı yardımcısı Kılıçdaroğlu olsa bile ne kadar kötü olabilir ki? Gerçi bunlar Tayyip Erdoğan ilk seçimini kazandığında da “Hadi AK Parti Anayasa’yı değiştirip bir daha seçim yaptırmazsa” diyerek korkutuyorlardı milleti, CHP işte.

CHP’lilerin bu tavırları ve getirilmek istenen sistemi eleştirmek için devamlı yalanlara başvurmaları gösteriyor ki Cumhurbaşkanlığı Sistemi şu anki sisteme nazaran yalan söylenmeden eleştirilebilecek bir sistem değil. Hani devamlı “Maddeleri biliyor musunuz da evet diyorsunuz” diyorlar ya, gereksiz vakit harcamamak için gönlünüz rahat bir şekilde “Maddeleri boş verin ben sizi biliyorum” diyebilirsiniz. Tabii isterseniz “Önce siz şu anki Anayasa’nın maddelerini bir sayın da siz neyi savunduğunuzu biliyor musunuz görelim” de diyebilirsiniz, kalıyorlar ya öyle yanlış ağaca çıkmış koala gibi, çok gülüyorum ben ona, siz de gülersiniz biraz. Selam ve dua ile…