Adalet; dengede tutmak, yerli yerine koymak aslına uygun davranmak anlamlarına gelirken zulüm ise; bunların tersini yapmaktır. Bir yönetim ilkesi olarak adalet, iki kişi ve bireyle toplum arasındaki ilişkilerde haklıya hakkını tam olarak vermek, suçluya cezasını vermede gevşeklik yapmamak demektir. Çünkü adaletin olmadığı yerde zulüm vardır.

Rabbimiz Kur’an’ı Kerim de adaletin ölçülerini, genel çerçevesini belirlemiştir. Yani adaletin temel ilkeleri; kişiden kişiye, zamandan zamana, yerden yere değişmeyen evrensel değerlerdir. Kur’an, adaleti hayatın bütün alanlarında uygulanması gereken vazgeçilmez bir ilke olarak gündeme getirmektedir. Kur’an’da adaleti vurgulayan mesajlar, Allah’ın birliği kavramından hemen sonra gelmektedir. İslam toplumunun en belirgin özelliğinin birincisi Allah’a şirk koşmadan iman ise, ikincisi her alandaki adalet ilkesidir. Yani adalet tevhit ilkesinin tamamlayıcı unsurudur.

Kur’an; bütünlüğü içerisinde adaletin hayatın bütün safhalarında hem bireysel, hem de toplumsal boyutu ile ikame edilmesini istemektedir.

Maide Suresi: 8. Ayet  “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”

Şûra Suresi: 15. Ayet “İşte bunun için sen çağrına devam et ve emr olunduğun gibi doğru çizgini sürdür. Onların arzularına uyma ve şöyle de: “Ben Allah’ın indirdiği bütün kitaplara iman ettim ve bana aranızda âdil davranmam emredildi…”

Nisa Suresi:58.Ayet “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.”

Siyasal alanda adalet

Yönetirken adaletle yönetmek ve yönetime ehil olanları seçmek müminler topluluğunun temel görevi ve farz bir eylemdir.

Nisa Suresi: 58.Ayet “Allah size emanet edilen şeyleri, ehil olanlara tevdi etmenizi ve her ne zaman insanlar arasında hüküm verecek olursanız, adaletle hükmetmenizi emreder…”

Sad Suresi: 26.Ayet “Ey Davut! Seni yeryüzünde hükümran kıldık. O halde insanlar arasında hakkaniyetle hükmet, hevaya uyma. Yoksa seni Allah’ın yolundan saptırırlar…”

Haksızlığa misliyle karşılık verme konusunda adalet

Bu duruma fiillerin karşılıklı oluşu ilkesi de diyebiliriz. Yani her suça karşılık aynı ile davranma hakkı verilmiş olmasına rağmen sabırlı olunması tavsiye edilmiştir.

Nahl Suresi: 126.Ayet “Cezalandırmak isterseniz size yapıldığı kadarıyla cezalandırın, fakat sabır gösterirseniz bilin ki sabırlı davrananlar için muhakkak daha hayırlı sonuçlar vardır.”

Başka inanç da olanlara karşı da adalet

İslam dini dışında hiçbir inanç sistemi bağlılarına düşmanlarına dahi adalet ile davranmalarını emretmemiştir. Sadece Allah’ın beğenip seçtiği İslam dini müminlere bu sorumluluğu yüklemiştir. Maide Suresi: 42. Ayet “…Eğer hüküm verirsen aralarında adaletle hükmet. Şüphesiz Allah âdil olanları sever.”

Mümtehine Suresi:8.Ayet “İnancınızdan dolayı size karşı savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan sürmeyen [inkârcılara) gelince, Allah onlara nezaketle ve adaletle davranmanızı ister. Çünkü Allah adil davrananları sever.”